ANASAYFA

OSMANLI HALI SANATI

Hunların milattan önceki yıllarda “Gördes düğümlü” halı tekniğine sahip oldukları, Altay dağları eteklerinde, Güney Sibirya, Pazırık kazılarında bulunan halılardan anlaşılmıştır. İslâmiyet döneminde Abbasilerden kalma geometrik desenli halı parçaları arasında, Doğu Türkistan düğüm tekniğiyle yapılmış bazı halılar Fustat (Eski Kahire)'de bulunmuştur. 10. yüzyılda Buhara ve Batı Türkistan'ın diğer yerlerinde, eskiden olduğu gibi halı yapıldığı ve bunların başka ülkelere ihraç edildiği kaynaklardan öğrenilmektedir.

Kahire İslâm Sanatı Müzesinde, Fustat’tan gelme, Gördes düğümlü ve kırmızı zeminli palmet motifli yün bir halı parçası Johanna Zick-Nissen tarafından incelendi. Bunun Ortaçağ İslâm dünyasında düğümlü halıların başlangıcı olduğu öğrenilmiştir. Bordüründe kufî yazılı satırdan küçük bir parça kalmıştır. Bu halının, Abbasiler zamanında, Maveraünnehir yani Batı Türkistan'dan ithal olduğu tahmin edilmektedir. Bu halı için, 7.- 9. yüzyıllar arasında bir tarih verilmektedir. Kühnel'in Berlin Müzesine kazandırdığı parça halının da Mısır'a Batı Türkistan'dan (Tranoscania) ve Buhara'dan ithal edildiği düşünülüyor. Mısır'da bulunan diğer parça halılarda ise Doğu Türkistan'ın tek argaca düğüm tekniği uygulanmıştır. Koyu mavi zeminlidir. Kahire Üniversitesi koleksiyonunda Eski Kahire'nin Tolunlu şehri El-Katai'de yeni bulunmuş diğer parça kufi bordur ve ona bağlı inci dizisi, Benaki Müzesinde bulunan parçalar ile aynı özelliği taşır.

Tolunlular'ın Mısır'dan Suriye ve Adana havalisine kadar geldiği Humaraveyh döneminde halı ve dokuma sanatının gelişmiş olduğu görülüyor. Ancak daha sonra İran'da, Selçuklu Sultanlığı devrinden halı parçasının kalmamış olması talihsizliktir. Bununla beraber 13. yüzyıl başlarında Konya'da Anadolu Selçuklularından kalan Gördes düğümü ile yapılmış en eski halıları bulabiliyoruz. Konya Alâeddin camiinde, 1905 yılında F. R. Martin tarafından keşfedilen sekiz Selçuklu halısından sonra R. M. Riefstahl' in 1930 yılında bulduğu üç Selçuklu halısı ve 1935- 1936 yıllarında Fustat'ta bulunan yedi küçük parça halı ile bu çeşidin sayısı 18 olmuştur.

İran halısı denilen halılar, 15. yüzyıldan sonra ortaya çıkmıştır. 14. ve 15. yüzyıllarda minyatürlerde görülen halıların kufiden gelmiş bordürleriyle 13. yüzyıl Selçuklu halılarının motiflerini tekrarlanmış olması ile İran halı sanatına katkısının delilidir. Tarihlendirilen İran halıları 16. yüzyıldan başlamaktadır. 14. yüzyılda hayvan figürlerinin Anadolu halılarına girmesi de yine Selçuklu halıcılığına dayanır. R. M. Riefstahl'in Beyşehir'de bulduğu 15. yüzyıldan kalma büyük boydaki halı da daha sonraki Holbein halılarının prototipi olmuştur. Böylece çok zengin bir gelişmenin sağlam temelini atılmıştır.

1451'de Fatih devrinden başlayarak, 16. yüzyıla kadar, İtalyan, Felemenk ve Hollandalı ressamların tablolarında tasvir edilen, örgülü kufîden çıkmış bordürler ve bitki motifleriyle canlandırılmış geometrik örnekli halılar, Osmanlılarla yeni bir üslubun başladığını gösterir. Geometrik örnekli halıların yanında, 16. yüzyıl boyunca ortaya çıkan çeşitli tiplerle halı sanatında çok parlak ve yeni bir devir başlamıştır. Uşak çevresinde dokunan halılarla yeni bir gelişme başlamıştır. Klasik Anadolu halıları yanında 16. yüzyıl son yarısından başlayarak yepyeni teknikle, natural motifli Osmanlı saray halıları ortaya çıkmıştır. Hepsi de Gördes düğümlü bütün diğer halılarından farklı olarak sine (İran) düğümü ile yapılmış olan bu halılar sık düğümleriyle kadifeyi andırır.

Osmanlılar 1514'te Tebriz’i, 1517'de Kahire'yi fethetti. Bu iki tarih Osmanlı halı sanatı açısından önemlidir. 16. yüzyıl ortasından 17. yüzyıl sonuna kadar üretilen Osmanlı saray halıları fakirleşmiş, yavanlaşmıştır. Uşak halıları, çirkin örneklerle günümüze kadar yaşamıştır. 19. yüzyılda da İzmir halıları adını almıştır. Osmanlı halı sanatı 19. yüzyıl sonuna kadar büyüdü. Günümüzde; Konya, Kayseri, Sivas, Kırşehir bölgesi ile Batı Anadolu’nun Isparta, Fethiye, Döşemealtı, Balıkesir, Yağcıbedir, Uşak, Bergama, Kula, Gördes, Mil, Çanakkale, Ezine, Doğu Anadolu’da Kars ve Erzurum bölgesinde eski halı sanatının canlandırılması ve yaşatılması için çalışılıyor.



                                                                                                                                                              LAZURİ