ANASAYFA

"SAFRANBOLU'DA ZAMAN"

Safranbolu ve çevresi tarih boyunca Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı gibi birçok uygarlık yaşamıştır. Safranbolu; eski ipek yolunun, Kastamonu-Gerede-İstanbul bölümünde önemli bir merkezdi. Safranbolu 1.008 esere sahiptir. Kaya mezarları, höyükler, Cinci hanı ve hamamı, Köprülü Mehmet Paşa camisi, İzzet Mehmet Paşa camisi, Yemeniciler arastası, İncekaya su kemeri, konaklar, çeşmeler, türbeler 1.008 eserden bazılarıdır. Safranbolu evleri, 18. ve 19. yüzyıl yaşantısını bizlere aktarıyor. Bu evler, sahip oldukları çatılarından dolayı, "Beş cepheli mimari eser" olarak kabul edilir. Safranbolu evleri, 2 veya 3 katlı ve 6 veya 8 odalı, cumbalı, her odasında fazla penceresi olan binalardır. Bu evlerde, taşın estetik kullanılması, ahşap işçiliği, tavan ve duvar süslemeleri, iç mekânlarda görülen havuzlar, merdiven korkulukları ve kapı tokmakları dikkat çeken özelliklerdir.

Safranbolu evlerinin yerleşimi, komşuluk bağlarına önem verir. Arnavut kaldırımlı dar sokaklar insanları birbirine yaklaştırır. Ancak cumbalar, dar sokakları zenginleştirir. Safranbolu; tarihi ve evleriyle şirin bir kenttir. Bunun dışında sahip olduğu doğal güzellikler de hoştur. Ağırlığının yüz bin katı kadar sıvıyı sarıya boyayabilen safran, burada yetişmektedir. Safranbolu Çavuş üzümüyle de ünlüdür. Bundan başka Safranbolu, lokumu ile de tanınıyor. Kentte lokum yapan atölyeler de vardır. Safranbolu, bağlı olduğu Karabük’e 10 km uzaklıktadır. Ankara'ya olan uzaklığı 240 km, İstanbul'a olan uzaklığı 406 km dır. Safranbolu evleri, iki semtten meydana gelir: “Şehir” ve “Bağlar”. “Şehir”, kışın; “Bağlar”, yazın kullanılan evrelerin bulunduğu semttir. Şehir; hükümet binasının bulunduğu Kale, alışverişin yapıldığı Çarşı, evlerin yer aldığı Akçasu, Gümüş, Musalla, Kıranköy ve Tabakhane mahallelerinden oluşur. Bu semt, alçak olup iki vadinin içindedir. Bu sebeple de korunaklıdır. Buradaki evler birbirine yakındır. Sokaklar da dardır. Bağlar birkaç yüz metre yüksektedir. Burada hava akımları daha etkilidir. Çoğu kimse, bir kışlık bir de yazlık eve sahiptir. Kış, şehirdeki evlerde; yaz ise Bağlardaki yazlık evlerde geçirilir. “Çarşı” her zaman canlıdır. Üretim ve ticaret devam eder.

Safranbolu evleri, merkezde yer alan hükümet binalarına, dini yapılara ve anıtlara bakar. Her evden aynı manzara görülür. Evlerin cepheleri yakın plandan kör, uzak plan cepheler açıktır ve birbirlerini izlerler. Ticaret, şehrin merkezinde; pazarlar ise bu bölgenin çevresindedir. Gürültülü ve çevreyi kirleten demircilik, bakırcılık ve dericilik alanları, alt veya kenar bölümdedir. Safranbolu’nun değişik yerlerinde tahıl pazarı, sebze pazarı, hayvan pazarı ve odun pazarı kurulur. Yine bu pazarların yakınında yemeniciler, semerciler, saraçlar, manifaturacılar, demirciler ve bakırcılar çarşıları bulunur. Safranbolu’nun merkezindeki meydana giden yollar ve sokaklar taş kaplıdır. Anıt eserlerin avluları da meydanlar da taşla kaplıdır. Taş kaplama tarzı, rutubeti en aza indirir. Ayrıca sel sularına karşı dayanıklıdır. Ağaç köklerinin su almasına uygun olarak düzenlenmiştir. Evlerin yapılmasında, iklim ve evin görünümü ve göreceği manzara önemlidir. Pencereden, avlu dış kapısından veya iki evin arasından görülen manzara bütünlük arz eder. Safranbolu evinin boyutu ve biçimini üç temel unsurun belirlediği belirtilir: Büyük aile yapısı, yağışlı iklim, kültürel ve maddi zenginlik.

Şimdi de bu evlerin inşa edildiği eski zamanlar ve o zamanların bazı geleneklerini görelim. Her aile dört veya beş kişidir. Erkek çocuk evlenince, ona ayrı bir ev bulunmaz. Gelin de aynı eve gelir. Amca, teyze, hala ve torunlar birlikte aynı evde yaşar. Evin işlerine yardım etsin diye bazı evlere evlâtlık kız alınırdı. Muhtaç köylü ailelerinden küçük yaşta alınan evlatlıklar, aileden biri gibi muamele görürdü. Evin kızı olarak evlendirilirdi. Sonra da yeni bir evlâtlık bulunurdu. Erkek çocukların evden ayrılması, para kazanmalarıyla gerçekleşebilir. Kalabalık aile yapısının yanında evlerde harem-selamlık da vardır. Hayvanlar ise, evin en alt kattaki ahırlarda saklanır. İklim yağışlı olduğu için, kapalı yerlere de ihtiyacı vardır. İnsan ve hayvanları yiyecekleri ve odunlar evin bölümlerinde saklanır. Bu sebeple Safranbolu evi büyüktür. Kar ve yağmurun fazla yağması çatıların uzun saçaklı yapılmalarını gerektirir.

Taş duvarlar; bahçeyi, sokaktan ayırır. Çift kanatlı büyük kapılardan bahçeye veya hemen eve girilir. Her kapıda kocaman kilitler, yanlarında halkalar bulunur. Ayrıca gelen misafirin kapıyı çalması için “şakşak” adı verilen bir alet vardır. Gelen misafire kapı, üst katlardan çekilen iple açılır. Harem-selamlık sebebiyle bazı evlerin iki girişi vardır. Zemin katta “hayat” vardır. Bu bölüm eğer taş kaplıysa “taşlık” adı verilir. Gün ışığını almaya yardımcı olan ve dizili odunların kurutan ahşap kafesten “gliste” de vardır. Zemin katta ahır, büyük kazan ocakları ve ambarlar da bulunur. Üst katlara ahşap ustalığının üstün örneklerini sergileyen merdivenlerle çıkılır. İkinci kat diğer katlara göre daha basıktır. Bu katta gerektiğinde yatak odası olarak da kullanılabilen bir mutfak bulunur. Mutfak ile selamlık arasında yemek servisinde kullanılan silindirik bir ahşap dönme dolap yer alır. Gündelik yaşam orta katta geçer. Soğuk kış günlerinde bu katın ısıtılması daha kolay olur.

Üçüncü katta tavanlar daha yüksektir. Oda kapıları köşedir. Giriş kapılarında paravan bulunur. Sofa ve oda tavanları süslemelerle kaplıdır. Her odada sedir ve çoğunlukla da ocak vardır. Odanın yan duvarlarında ahşap dolaplar ve sergen de bulunur. Her oda, küçük bir aileyi barındıran konfora sahiptir. Müstakil bir bölüm olarak düzenlenmiştir. Her odada ahşap dolap (yüklük) içinde, bugünün gusülhaneler mevcuttur. Odalarda oturmanın da hiyerarşik bir düzeni vardır. Sedirin en güzel yerine ailenin en büyüğü veya misafir oturur. Safranbolu evlerinin çıkmaları, evin dış görünümünü güzelleştirir. Pencereler önemlidir. Sedirde oturanlar, sokağı bir baştan diğerine tamamen görebilirler. Sofa, eyvan ve odalarda kalem işi süslemeler de görülür. Pencereler, dar ve uzundur. Pencereler, ahşap kanatlıdır. Pencerelerin “muşabak” adı verilen kafesleri vardır. Küçük odaların az, büyük odaların çok penceresi vardır. Böylece oda içeriden geniş görünür. Dışarıdan da evin güzelliğine güzellik katar. Büyük odaların bir cephesinde dört, öteki cephesinde de dört pencere vardır. Bütün olarak evin çok fazla penceresi vardır. Pencere perdeleri beyaz ve dantel işlemelidir.

Ocakla ısınılır. Ocaktan alınan köz, mangalla taşınır. Ahşap evlerde ısının tutulması zordur. Önemli olan mekânın değil insanın ısıtmaktır. Soba, yeni dönem eşyasıdır. Gazyağı lambası, odaları aydınlatır. Daha fazla ışık veren lüks lambaları da kullanılır. Mutfakta pişirilen yemek odalarda yer sofrasında yenir. Her çeşit gıda maddesi ambarlar saklanır. Abdestlik ve hela, iç mekanlardan uzaktadır. Havalandırma için kör cephede küçük pencereler vardır. Pis sular, hela çukuruna akıtılır. Bulaşık suları da çirkef çukuruna dökülür. Uğur getirsin diye saçak köşelerine geyik boynuzu asılır. Bu gelenek yaygındır. Evin sokak cephesinde çeşme vardır. Safranbolu’nun su kültürü köklüdür. 5 km uzaklıktan tarihi İncekaya su kemeri vasıtasıyla su getirilmiştir. Bazı büyük konaklarda havuzlu odalar da bulunur. Havuzlar insan boyu derinliktedir.

Belgesel film üstadı rahmetli Suha Arın’ın önderliğiyle 1976 yılında çekilen, 40 dakikalık belgesel bir film olan “Safranbolu’da Zaman”, kenti hem Türkiye hem de dünyaya tanıttı. Bu film, Safranbolu’yu tanıtmakla kalmamış, kentin; mimari, kültürel ve sosyal korunması için insanlarda yüksek bir bilinç de oluşturmuştur. Böylece Safranbolu, 1994 yılında Unesco tarafından “Dünya Miras Listesi”ne dahil edilmiştir.



                                                                                                                                                              LAZURİ