EXERCİSES : ALIŞTIRMALAR : OXOMÇ'K'İNAPE (A)

Goodbye: Güle güle: Çkva k'aite.
Pardon: Efendim, afedersiniz: Mixat'irit.
But: Fakat, ama: Mara.
Maybe: Belki: Bekim.
I'm a Laz: Ben Lazım: Ma Lazi vore.
My name is Nonchona: Benim adım Nonçona: Coxo Nonç'ona miğun/Coxo Nonç'ona gemoz'in/Coxo çkimi Nonç'ona ren.
Very good: Çok iyi: Dido k'ai.
From five to six: Saat 5'ten altıya kadar: Saat'i 5 şen aşi şakis.
Yes: Evet: Ho.
No: Hayır: Va.
Go: Git: Mendaxti.
Goodbye: Güle güle: Çkva k'aite.
Good Morning: Günaydın: K'ai ç'umanepe.
Good Afternoon: İyi öğlenler: K'ai ondğerepe.
Good Evening: İyi akşamlar: K'ai limcepe/serepe.
Good Night: İyi geceler: K'ai serepe.
Help!: İmdat!: Momişletinit mu iqven!-İmdat!
Help me: Bana yardım et: Memişveli.
Can you help me?: Bana yardım eder misin?: Ma memişvel i?-Çkimda megaşvelen i? (Bana yardım edebilir misin?)-Ar komemişvelit da mu iqven! (*Ar komemişvelit da mu iqven, oncğore va gaqvenan i?/va giçkinan i? (Bir yardım etsenize bana, ne olur! Utanmıyor musunuz?)
You can help me: Bana yardım edebilirsin: Çkimda megaşvelen.
Well: İyi: K'ai.
Very well: Çok iyi: Dido k'ai.
Hi: Merhaba: Meraba.
How are you?: Nasılsınız?: Muç'oşi ret?
She: O (Kadın): Eya.
He: O (Erkek): Eya.
It: O (Hayvan, cansız): Eya.
There: Orası, orada: Emeri, ek, emeris.
Ok!: Tamam!: Ho!/Tamam!
I am delighted to meet you: Tanıştığımıza memnun oldum: Maxelu na viçinit şeni.
Thank you: Teşekkür ederim: Teşekkuri goğodap/gi3'umer.
Nought, zero: Sıfır: Çkar, sifuri.
One: Bir: Ar.
Two: İki: Jur.
Three: Üç: Sum.
Four: Dört: Otxo.
Five: Beş: Xut.
Six: Altı: Aşi.
Seven: Yedi: Şkvit.
Eight: Sekiz: Ovro.
Nine: Dokuz: Çxoro.
Ten: On: Vit.
Eleven: Onbir: Vit'oar.
Twelve: Oniki: Vit'ojur.
Thirteen: Onüç: Vit'osum.
Fourteen: Ondört: Vit'ootxo.
Fifteen: Onbeş: Vit'oxut.
Sixteen: Onaltı: Vit'oaşi.
Seventeen: Onyedi: Vit'oşkvit.
Eighteen: Onsekiz: Vit'oovro.
Nineteen: Ondokuz: Vit'oçxoro.
Twenty: Yirmi: Eçi.
Twenty-one: Yirmi bir: Eçidoar.
Twenty-two: Yirmi iki: Eçidojur.
Twenty-three: Yirmi üç: Eçidosum.
Twenty-four: Yirmi dört: Eçidootxo.
Twenty-five: Yirmi beş: Eçidoxut.
Twenty-six: Yirmi altı: Eçidoaşi.
Twenty-seven: Yirmi yedi: Eçidoşkvit.
Twenty-eight: Yirmi sekiz: Eçidoovro.
Twenty-nine: Yirmi dokuz: Eçidoçxoro.
Thirty: Otuz: Eçidovit.
SumeThirty-one: Otuz bir: Eçidovit'oar.
Thity-two: Otuz iki: Eçidovit'ojur.
Fourty: Kırk: Jur(en)eçi.
Fifty: Elli: Jur(en)eçi.
Sixty: Altmış: Sum(en)eçi.
Seventy: Yetmiş: Sum(en)eçidovit.
Eighty: Seksen: Otxo(n)eçi.
Ninety: Doksan: Otxo(n)eçidovit.
One hundred: Yüz: Oşi.
One hundred and one: Yüz bir: Oşidoar.
Two hundred: İki yüz: Juroşi.
Three hundred: Üç yüz: Sumoşi.
One thousand: Bin: Şilya.
Two thousand: İki bin: Jurşilya.
Three thousand: Üç bin: Sumşilya.
Ten thousand: On bin: Vitşilya.
One hundred thousand: Yüz bin: Oşişilya.
One million: Bir milyon: Ar milyoni.
First: Birinci: Maartani.
Second: İkinci: Majurani.
Third: Üçüncü: Masumani.
Fourth: Dördüncü: Maotxani.
Fifth: Beşinci: Maxutani.
Sixth: Altıncı: Maa(n)şani.
Seventh: Yedinci: Maşkvitani.
Eighth: Sekizinci: Maovrani.
Ninth: Dokuzuncu: Maçxorani.
Tenth: Onuncu: Mavitani.
All: Bütün: Mteli.
Half: Yarım: Gverdi.
One third (1/3): Üçte bir: Sumişi ari/Sumis ari (1/3).
One quarter (1/4): Çeyrek: Gverdişgverdi/Gverdogverdi (1/4).
Three-quarters (3/4): Dörtte üç: Otxoşi sumi/Otxos sumi (3/4).
Three point five per cent (3.5%): Yüzde üç buçuk: Oşişi sumdogverdi/Oşis sumdogverdi (3.5%).
Twenty-seven degrees Centigrade (27 C): 27 Santigrat derece: Eçidoşkvit Santigrati derece (27 C).
Minus five degrees Centigrade (-5 C): Eksi beş santigrat derece: Sifuriş tude/Dvak'lina xut santigrati derece.
Nineteen ninety-nine (1999): One thousand nine hundred ninetynine: Bin dokuzyüz doksan dokuz: Şilyaçxorooşiotxoneçidovit'oçxoro (1999).
Two thousand (2000): İki bin: Jurşilya.
Two thousand and two (2002): İkibin iki: Jurşilyadojur.
Milimetre: Milimetre: Milimetre.
Centimeter: Santimetre: Santimetre.
Metre: Metre: Metre.
Kilometre: Kilometre: Kilometre.
Mile: Mil: Mili.
Nautical mile: Deniz mili: Zuğaşi mili.
Square metre: Metre kare: Metre k'are.
Litre: Litre: Litre.
Gram: Gram: Grami.
Pound: Libre: Libre.
Kilogram: Kilogram: Kilogrami.
A piece of cake: Bir parça kek: Ar parça keki-Ar no3'ile ç'ap'uria.
After eight p.m: Akşam sekizden sonra: Seri ovroş k'ule.
Till five o'clock: Beşe kadar: Xuti şakis.
In half an hour: Yarım saat içinde: Gverdi saati şakis.
In an hour's time: Bir saat içinde: Ar saat'i şakis (Bir saate kadar)/Ar saat'iş doloxe.
It's too early: Çok erken: Dido ordo.
It's too late: Çok geç: Dido yano.
From eight till nine: Sekizden dokuza kadar: Ovroşen çxoro şakis.
Five to hour: Dörde beş var: Otxos xuti mez'in.
Quarter to four: Dörde çeyrek var: Otxos vit'oxuti mez'in.
For two hours: İki saattir: Jur saat'işen doni.
How long?: Ne kadar zaman?: Muk'o ora?
What time?/When?: Saat kaçta?/ Ne zaman?: Nam saat'is?/Mundes?
Since when?: Ne zamandan beri?: Nam oraşen doni?
Just after nine: Dokuzu birkaç geçe: Çxoro arjur (deik'e) mek'ilaşi.
From ten to eleven: Ondan onbire kadar: Vitişen vit'oari şakis.
Between ten and twelve: On ile oniki arasında: Viti do vit'oariş şkas.
Noon/Midght: Öğle vakti/Gece yarısı: Ondğeri/Seri (Seriş gverdi).
What time is it?: Saat kaç?: Saat'i muk'o ren?
It's one o'clock: Saat bir: Saat'i ari ren.
It's two o'clock: Saat iki: Saat'i juri ren.
It's half past six: Saat altı buçuk: Saat'i aşidogverdi ren.
It's quarter past five: Saat beşi çeyrek geçiyor: Saat'i xuti gverdogverdi mek'ilaps.
At one o'clock: Saat birde: Saat'i aris.
It's quarter to nine: Saat dokuza çeyrek var: Saat'i çxoros gverdogverdi mez'in.
It's twenty-five to four: Saat dörde yirmi beş var: Saat'i otxos eçidovit mez'in.
It's five past four: Saat dördü beş geçiyor: Saat'i otxo xuti mekilaps.
My watch is fast/slow: Saatim ileri/Saatim geri kalmış: Saat'i çkimi 3'oxle ren/Saat'i çkimi kok'onaleren-Saat'i çkimi geri doskideren.
At two o'clock: Saat ikide: Saat'i juris.
At ten o'clock: Saat onda: Saat'i vitis.
It's ten to eight: Saat sekize on var: Saat'i ovros viti mez'in.
Three o'clock: Saat üç: Saat'i sumi ren.
At nine-thirty sharpSaat tam dokuz buçukta: Saat'i (tami) çxorodogverdis.
Do you have the exact time?: Saatin doğru mu?: Saat'i skani 3'ori ren i?
Not before nine a.m: Sabah dokuzdan önce değil: Ç'umani çxoroşen 3'oxle var.
At the quarter past eight in the evening: Akşam sekizi çeyrek geçe: Seri ovro gverdogverdi mek'ilaşi.
It's exactly/about 10.: Saat tam/yaklaşık olarak 10: Saat'i tam viti ren/Saat'i taxminen viti ren.
Half past three: Saat üç buçuk: Saat'i sumdogverdi ren/Saat'i sumi eçidoviti mek'ilaps.
Five past three: Saat üçü beş geçiyor: Saat'i sumi xut mek'ilaps.
Quarter past three: Saat üçü çeyrek geçiyor: Saat'i sumi gverdogverdi mek'ilaps.
Ten past three: Saat üçü on geçiyor: Saat'i sumi vit mek'ilaps.
Around eleven: Saat yaklaşık on bir: Saat'i eşoaşo vit'oari ren-Saat'i taxminen vit'oari ren.
At about four o'clock: Yaklaşık saat dörtte: Taxminen/Mexole saat'i oxtos.
At midnight: Gece yarısı: Seriş gverdi.
In the evening: Akşam: Limci.
Dusk, Twilight: Akşam karanlığı/Alaca karanlık: Limcineri m3'k'upi/Tutastenoni m3'k'upi.
In the evening: Akşamleyin: Limcis.
Never: Asla: P'ot'e.
Month: Ay: Tuta.
Sometimes: Bazen: Bazi.
A month ago: Bir ay önce: Ar tutaş 3'oxle.
One day: Bir gün: Ar dğa.
In a week: Bir hafta içinde: Ar xaftaş doloxe.
For a week: Bir haftadır: Ar xaftaşen doni.
Quarter of on hour: Çeyrek saat 15 dakika: Gverdogverdi saat'i 15 deik'e.
Tonight: Bu gece: Am seri.
This week: Bu hafta: Am xafta.
In the afternoon: Bu gün öğleden sonra: Andğa ondğeriş k'ule.
This morning/This evening: Bu sabah/Bu akşam: Am ç'umani/Am seri.
Today: Bugün: Andğa.
Earlier: Daha erken: Daha ordo.
Later: Daha geç/Daha sonra: Daha yano/Ek'ule.
Minute: Dakika: Deik'e.
At the moment: Şu anda: A3'i.
For/Since: …den beri: …şen doni.
Yesterday: Dün: Ğoman.
Last night: Dün gece: Ğomamci.
Since yesterday: Dünden beri: Ğomanşen doni.
The day before yesterday: Evvelki gün: Ğoma3'oxle.
Until, till: …e kadar: … şakis.
Early: Erken: Ordo.
Night: Gece: Seri.
At night: Geceleyin: Seri(s).
At midnight: Geceyarısı: Seriş gverdi.
Late: Geç: Yano.
Last Monday: Geçen Pazartesi: T'okseneri tutaçxa.
Last year: Geçen yıl: Go3'o.
Next year: Gelecek yıl: 3'anaşe-Arçkvaneri 3anas (*Arçkvaneri xaftas Xopaşa mevulur: Gelecek hafta Hopa’ya gidiyorum.) (*3'anaşeti vidaminon Xopaşa: Gelecek yıl da gideceğim Hopa’ya.)
Sunset: Gün batımı: Mjorageula.
During the day: Gün boyunca: Ç'umanden seri şakis.
At midday: Gün ortasında: Ondğerişi guris.
Week: Hafta: Doloni, xafta.
At the weekend: Hafta sonunda: Doloniş/xaftaş çodinas.
Every day/Daily: Her gün/Günlük: K'arta ndğa/Dğaleuri.
Every week: Her hafta: K'arta doloni.
Every hour: Her saat: K'arta saat'i.
Every hour. Hourly: Her saatte bir: K'arta saat'is ar fara.
Every year: Her yıl: K'arta 3'ana.
Every time: Her zaman: İro.
Two days: Iki gün: Jur dğa.
In a fortnight's time: On beş gün içinde: Vit'oxut dğaş doloxe.
Ten minutes ago: On dakika içinde: Xut deik'eş doloxe.
For ten days: On günden beri: Vit dğaşen doni.
At lunchtime: Öğle vaktinde: Ondğeris.
Midday/Lunchtime/About: Öğle vakti civarında-Öğle yemeği civarında: Ondğeris-Ondğeneri gearişi oras.
In the afternoon: Öğleden sonra: Ondğeriş k'ule.
At midday: Öğlen: Ondğeri.
Ago: Önce: 3'oxle.
On Sunday: Pazar günü/gününde: Mjaçxa/Mjaçxas.
Hour: Saat: Saat'i.
Morning: Sabah: Ç'umani.
Second: Saniye: Saniye.
Recently: Son gunlerde: Çodinaşi dğalepes.
Recently: Son zamanlarda: Çodinaşi orapes.
Dawn: Şafak: Tanura.
Now: Şimdi: A3'i.
At the time: Tam o zamanda: Tam em oras.
Soon: Yakında: Xolos.
About this time: Yaklaşık bir saat önce: Taxminen ar saat'i 3'oxle.
Tomorrow: Yarın: Ç'umen.
Tomorrow morning/Tomorrow evening: Yarın sabah/Yarın akşam: Ç'umen ç'umani/Ç'umelimci..
The day after tomorrow: Yarından sonraki bir gün: Gendğani.
Year: Yıl: 3'ana.
Time: Zaman: Ora.
From time to time: Zaman zaman: Bazi bazi.
In time: Zamanla: Ora k'ala.
Monday: Pazartesi: Tutaçxa.
Tuesday: Salı: İk'inaçxa.
Wenesday: Çarşamba: Cumaçxa.
Thursday: Perşembe: Çaçxa.
Friday: Cuma: Obiçxa.
Saturday: Cumartesi: Sabat'oni.
Sunday: Pazar: Mjaçxa.
January: Ocak: 3'anağani.
February: Şubat: K'undura.
March: Mart: Mirk'ani.
April: Nisan: İgrik'a.
May: Mayıs: Maisi.
June: Haziran: Mbuloba.
July: Temmuz: X3ala.
August: Ağustos: Maraşina.
September: Eylül: St'aroşina.
October: Ekim: Gumatuta.
November: Kasım: 3'ilva.
December: Aralık: Xrist'ana.
Spring: İlkbahar: Pukrinora/K'inua.
Summer: Yaz: Mapxa.
Autumn: Sonbahar: Stveli.
Winter: Kış: Qinora.
May Day Holiday: Bir mayıs tatili: Arti Mbuloraşi moşvacina.
Today's the first of May: Bugün mayısın biri: Andğa mayisişi arti ren.
What's the date today?: Bugünün tarihi nedir?: Andğa nam dğa ren?/Andğaneri tarixi mu ren?
Every 2 years: Her iki yılda bir: K'arta jur 3'anas ar (fara).
Every year in August: Her yil Ağustos ayında: K'arta 3'anaşi Maraşina tutas.
Can anyone take part?: Herkes katılabilecek mi?: İris elak'aten i?
I was born on August the 24th, 2001: 24 Agustos 2001'de doğdum: 24 maraşina 2001 3'anas dovibadi.
On the 4th of this/next month: Bu ayın/Gelecek ayın dördünde: Am tutaşi/Arçkvaneri tutaşi xutis..
On April 1 st this/next year: Bu/Gelecek yıl Nisanın birinde: An3'i/3'anaşe İgrik'aşi aris-Arçkvaneri 3'anas İgrik'aşi aris.
What's the date today?: Bugünün tarihi nedir?: Andğa nam tarixi ren?-Andğaneri tarixi mu ren?
We got here on the 25th of July: Buraya 25 Temmuzda geldik: Ak 25 X3alas moptit.
The letter was sent on June the 9th: Mektup 9 Temmuzda gönderildi: Mektubi 9 X3alas incğonu.
Until the 10th of March: 10 Marta kadar: 10 mirk'ani şakis.
It's the 2nd of July: Temmuzun 2'si: X3alaş 2 'i.
We're leaving on the 20th of August: 20 Ağustos'da gidiyoruz: 20 Maraşinas mevulut.
It's five degrees below zero: Sıfırın altında 5 derece: Sifurişi tude 5 derece.
The roads have become slippery after the rain: Yollar yağmurdan sonra kaygan olmuş: Mç'imaş k'ule gzape geustun.
It's pouring down: Bardaktan boşanırcasına yağmur yağıyor: Tok'i steri mç'ima mç'ips-Muç'o eşo bardağişen 3'k'ari na muiçoden steri mç'ima mç'ips.
What's the temperature today?: Bugün hava kaç derece?: Andğa t'aroni muk'onari mçxvapa ren?-Andğa hava muk'o derece ren?
What’s the weather going to be like today?: Bugün hava nasıl olacak?: Andğa t'aroni muç'oşi iqvasunon?
It will be quite windy/stormy: Çok rüzgarlı/fırtınalı olacak: Dido ixi iqvasunon/furt'una iqvasunon.
It's hailing: Dolu yağıyor: Xoşok'ali mtups.
It's blowing a gale: Fırtına esiyor: Dido serti ixi bars.
There's a thunderstorm: Gök gülüyor: 3a xon3un.
It's going to get warner/colder: Havalar ısınacak/soğuyacak: T'aroni imçxvapasunon/iqinasunon.
It's going to say fine/bad: Havalar iyi/kötu gidecek: T'aroni k'ai iqvasunon/T'aroni p'at'i iqvasunon.
It's snowing: Kar yağıyor: Mtviri mtups.
What wonderful/terrible weather!: Ne muhteşem/berbat bir hava!: Muperi mskva t'aroni/Dido p'at'i t'aroni!
What's the temperature?: Sıcaklık ne kadar?: Muk'onari mçxvapa ren?
There's a storng ind blowing: Şiddetli bir rüzgar var: K'ap'et'i ixi bars.
Have you heard the weather report yet?: Hava raporunu dinlediniz mi?: Hava ropori isiminit i?
It looks like rain./it looks as if we're in for a storn: Hava yagacak gibi görünüyor/Fırtınaya yakalanacağız gibi görünüyor: T'aroni mç'ima muit'a steri diqu/Furt'una memç'işasunonan steri ren.
It's going to rain/snow: Yağmur/Kar yağacak: Mç'ima mç'imasunon/Mtviri mtvasunon.
It's raining: Yağmur yağıyor: Mç'ima mç'ips.
The roads are icy: Yollar buzlu: Gzapes buz'i ren.
Light: Açık: Gon3'k'eri.
Gold-coloured: Altın rengi: Okroş peri.
Beige: Bej: Beji.
White: Beyaz: Xçe.
Striped: Çizgili: Ç'ereli.
Patterned: Desenli: Goç'ereli.
Plain: Düz: Duzi.
Shocking pink: Fosforlu pembe: Fosforoni pembe.
Grey: Gri: Gri.
Silvery: Gümüs rengi: Varçxiliş peri.
Pinstripe: İnce çizgili: Mç'ipeşi goç'ereli.
Brown: Kahverengi: K'aveşperi.
Checked: Kareli: K'areli.
Red: Kırmızı: Mç'ita.
Dark: Koyu: Uça.
Cream: Krem: K'remi.
Navy: Lacivert: Laciverti.
Blue: Mavi: Zuğaşperi.
Pink: Pembe: Pembe.
Coloured: Renkli: Peroni.
Yellow: Sarı: K'vint'eli.
Wine-coloured: Şarap rengi: Ğviniş peri.
Black: Siyah: Uça.
Turquoise: Turkuaz: Turkuazi.
Orange: Turuncu: Port'ok'aliş peri/Turunci.
Green: Yeşil: Mjvari.
For five days/weeks: Beş gündür/haftadır: Xut dğaşen doni/xaftaşen doni.
What's your name?: Adınız nedir? Coxo mu giğu(na)n?
Another week/fortnight: Bir hafta/on beş gün daha: Ar xafta daha/xolo-Vit'oxut dğa daha/xolo.
I'm from Hopa: Ben Hopalıyım: Ma Xopuri vore.
I'm a doctor: Ben bir doktorum: Ma doktori vore.
My name is Hamit: Benim adım Hamit: Coxo Hemidi miğun.
I have a sister/brother: Bir kızkardeşim/erkek kardeşim var: Ar da/cuma miqonun.
How do you like it here?: Buradan hoşlandınız mı?: Ameri mok3'ondes i?
Is this your first time here?: Buraya ilk gelişiniz mi?: Ak iptineri mulut i?
I've been here since Friday: Cumadan beri buradayım: Obişxaşen doni ak vore.
I like it very much: Çok hoşlandım: Dido mom3'ondu.
Come end see me if you’re ever in Hopa: Eğer Hopa'ya gelirseniz bana uğrayın: Egere Xopaşa moxtitna çkimda komoxtit-Egere Xopaşa moxtitna ma memacoxit. (*Am k'oçik muper mskva pirketi svarups. Majura k'ala komevacoxeret'i: Bu adam ne güzel briket işliyor. Ötekisi ile belaya kalmıştım.)
I'm still at school: Hala okuldayım: Elan daa/A3'i xolo mektebis vore.
I've been to Hopa twice: Hopa'da iki kez bulundum: Xopaşa jur fara (menda)mixtimun.
Have you ever been to Hopa?: Hiç Hopa'da bulundunuz mu?: Xopaşa (menda)gixtimunan i?
Do you have any sisters or brothers?: Hiç kızkardeşiniz ya da erkek kardeşiniz var mı?: Da va na cuma giqonunan i?
Margalia is a beautiful country: Margalya çok güzel bir ülkedir: Margalona dido mskva dobadona ren.
What's your name?: İsminiz nedir?: Coxo mu giğu(na)n?
Good evening: İyi akşamlar: K'ai serepe.
Goodnight: İyi akşamlar: K'ai serepe.
Good morning/afternoon!: İyi günler!: K'ai ndğalepe.
Fine thanks. And you?: İyiyim teşekkürler. Ya siz?: Ma k'ai vore. Tkvan muç'oşi ret?
How old are your brothers?: Erkek kardeşleriniz kaç yaşındalar?: Cumalepe tkvani muk'o 3'aneri renan? (*Muk'o 3'aneri re?: Kaç yaşındasın?) (*Muk'o 3'aneri ret?: Kaç yaşındasınız?)
How old are you?: Kaç yaşındasınız?: Muk'o 3'aneri ret?
Hello: Merhaba: Meraba.
Haw are you?: Nasılsınız?: Muç'oşi ret?
How long are you staying?: Ne kadar zaman kalacaksınız?: Muk'o dodgitaginonan?
How long have you been here?: Ne kadar zamandır buradasınız?: Muk'o oraşen doni ak ret?
What subject are you studying?: Ne okuyorsunuz?: Mu ik'itxupt?
Where are you from?: Nerelisiniz?: Sonuri ret?
I'm from Hopa: Hopa'lıyım: Xopuri vore.
What do you think of it?: Onun hakkında ne düşünüyorsunuz?: Emuşeni mu isimadupt?
May I introduce myself?: Size kendimi tanıtabilir miyim?: Ti çkimi tkvanda maçinopapen i?
Nice to meet you: Tanıştığımıza memnun oldum: Maxelu na viçinit şeni.
Have you come on your own?: Yalnız başınıza mi geldiniz?: Xvala moxtit i?
I'm leaving tomorrow: Yarın ayrılıyorum: Ç'umen govikte.
Could we meet again?: Yine buluşalım mı?: Xolo viz'irat i/kok'optat i?
Where are you from?: Nerelisiniz?: Sonuri ret?
I'm from Hopa: Hopa'lıyım: Xopuri vore.
I'm from Margalia: Margalya'lıyım: Margalonuri vore.
Lazian: Laz: Lazi.
Lazistan: Lazistan: Lazona.
Margalian: Margal: Margali.
Margalia: Margalya: Margalona.
Lazish: Lazca: Lazuri.
Margalish: Margalca: Margaluri.
I've got an appointment with Mr Khopurishi at the phone company: Bay Khopurişi ile telefon şirketinde bir randevum var: Muxteremi Xopurişi k'ala telefoniş şirketis randevu miğun.
If you'd like to come along, I'll take you to Dadiani Palece: Eğer gelmek isterseniz, sizi Dadiani Sarayı'na götürürüm: Egere moxtimu ginonanna, tkvan Dadiani Doxoreşa mogiqonupt.
Welcome: Hoşgeldiniz: Xoşi moxtit/k'uçxe bedineri moxtit.
Mr Nugzar is in a meeting: Bay Nugzar şu an toplantıda: K'oçumçane/muxteremi Nugzari ok'obğalas/ok'oxtimas ren a3'i.
Let's meet at 9 o'clock in Sundura: Saat dokuzda Sundura’da buluşalım: Saat'i çxoros Sunduras viz'irat/kok'opt'at/ok'ovagat.
Tkvan ar k'ave mogiğa i?: Can I get you a coffee?: Size bir kahve getireyim mi?: Tkvan ar k'ave mogiğa i?
When/Where do we meet again?: Tekrar ne zaman/nerede karşılaşacağız?: Arçkva xolo mundes ok'ovagaminonan?-Arçkva xolo so ok'ovagaminonan?
Have you got any plans for tomorrow?: Yarın için bir planınız var mı?: Ç'umen şeni p'lani giğunan i?
Goodbye: Güle güle: Çkva k'aite.
Bye!/See you: Güle güle!/Görüşürüz!: Çkva k'aite!
Cheerio!: Hoşçakal!: Çkva k'aite.
Good night: İyi geceler!: K'ai serepe!
Have a safe journey home!: İyi yolculuklar!: K'ai magzalobape!
I'm afraid I have to go now: Ne yazık ki şimdi gitmeliyim: Mu p'aki a3'i oxtimuşi/oxtimoni vore (*E do ma mup'a! A3'i oxtimuşi vore: Tamam da ben ne yapayım! Şimdi gitmem gerekiyor.).
When can I see you again?: Seni bir daha ne zaman görebilirim?: Si arçkva mundes maz'iren-Si arçkva mundes gz'iraminon (Seni bir daha ne zaman göreceğim?)?
It was nice meeting you: Sizinle karşılaşmak güzeldi: Tkvani k'ana na ok'ovagit k'ai ma3’onu.
See you later!: Sonra görüşürüz!: Ek'ule koviz'iret.
See you soon!: Yakında görüşürüz!: Mexole oras koviz'iret.
See you tomorrow!: Yarın görüşürüz!: Ç'umen koviz'iret.
Excuse me, where's the toilet?: Afedersiniz, tuvalet nerede?: Mixat'irit, tuvaleti/oz'gumale so ren?
Thanks for the lift: Beni arabanıza aldığınız için teşekkürler: Mankana tkvanis na yemzdit şeni teşekkuri gi3'umet.
I'm disabled. Could you help me please?: Ben engelliyim. Yardım edebilir misiniz lütfen: Ma sak'at'i vore. Ar komemişvelit mu iqven.
Thanks, and you too: Ben de size teşekkür ederim: Mati teşekkuri gi3'umet/goğodapt.
Do you have a wheelchair I could use?: Benim kullanabileceğim tekerlekli sandalyeniz var mı acaba?: Ma na maxmaren tekerleğoni sandalye giğunan i?
Just a minute, please: Bir dakika lütfen: Ar deik'e lutfen/mu iqven.
Could I have a cup of tes please?: Bir fincan çay rica edebilir miyim?: Ar fincani çai çkimda megaçenan i?-Ar fincani çai rica goğodapt?
Could I try some?: Biraz deneyebilir miyim?: Ar m3ika doma3aden i?
Could you show us how this device works?: Bize bu aletin nasıl çalıştığını gösterebilir: Çkin komo3'iraps am oxmarale muç'oşi na içalişeps.
Thank you very much for all your trouble/your help: Bütün zahmetleriniz/yardımlarınız için çok teşekkürler: Mteli xolo zaxmetepe/şvelape tkvani şeni dido teşekkuri gi3'umet.
That's very kind of you, thanks: Çok naziksiniz, teşekkür ederiz: Dido naziği ret, teşekkuri goğodapt/gi3'umet.
Yes, please: Evet, lütfen: Ho, lutfen/mu iqven.
Yes, thank you: Evet, teşekkürler: Ho, teşekkuri.
You're welcome: Bir şey değil: Mutu va ren.
Fine, thanks. And you?: İyiyim teşekkürler, ya siz?: Ma k'ai vore, teşekkuri gi3'umet. Tkvan (muç'oşi ret)?
Please go now: Lütfen şimdi git: A3'i idi lutfen/mu iqven.
Can you help me, please?: Lütfen bana yardım eder misiniz?: Ar komemişvelit mu iqven!-Ma memişvelt i?
Excuse me: Afedersiniz: Mixat'irit.
I feel bad/embarrassed about it: Bu konuda kendimi kötü hissediyorum/mahçubum: Am tema şeni ti çkimi p'at'i ma3'onen-Am tema şeni dido maxcubi vore.
It doesn't matter!/Don't worry about it!: Önemli değil/Üzülmeye değmez!: Muimi va ren!/ Muimi va ren!/ Guris meç'uşi va ren!-Guri va niç'ven!/Sixinti oxvenuşi k'imeti va uğun! (*Quci mo meçap!: Kulak verme-Aldırma) (*Golusvi: Sür-Umurunda olmasın) (*Eya guris mo niç'vap: Ona acıma) (*Eya guris meç'işu steri va ren: O (kendisine) acınılacak halde değil)
I beg your pardon!: Özür dilerim anlamadım: Ozuri gak'vandep (*Ozuri gak'vandept: Sizden özür dilerim)/Mixat'irit/Mixarsuvit, va oxovo3'oni.
I'm sorry!: Özür dilerim!: Mixat'irit!-Ozuri gak'vandep!
That's all right!: Zararı yok!: Ziyani va uğun!
Maybe later: Biraz sonra: M3ika çkvaş k'ule (*M3ika çkvaşi: Birazdan, biraz sonra).
Leave me alone!: Beni yalnız bırak: Xvala koxomişkvi.
I'm waiting for someone: Birini bekliyorum: Ar mitxani pçume.
That's very annoying: Bu çok can sıkıcı: Aya dido şuri medvaloni mutxani ren.
That's enough!: Bu kadar yeter!: Ak'onari dibağun!
That's out of the question: Bu olanaksız: Mumkeuni va ren-Ebbedi va iqven.
I can't agree to that: Bunu kabul edemem: Aya k'abuli va vikip-Amus ho ya va vu3'ume.
I have no desire to do that: Bunu yapmayı arzu etmiyorum: Aya oxvenu va minon.
Hands off!: Çek elini!: Xe go3'iniği!
Of course: Elbette: Elbetki.
Yes, please: Evet, lütfen: Ho, lutfen/mu iqven.
Not realty: Gerçekten hayır: Mtinişiti var.
I'd realy like to come: Gerçekten gelmek istiyorum: Heik'eten/Mtinişiti moxtimu minon.
Go away/Push off!/Get lost!: Git! Kaybol!: İdi! Goindini!
No, that's too soon for me: Hayır, bu benim için çok erken: Var, aya çkimi şeni dido ordo ren.
No, thank you: Hayır, teşekkürler: Var, teşekkuri goğodap.
I don't know yet: Henüz bilmiyorum: Dahaluk va miçkin (*Elan daa va miçkin: Hala daha bilmiyorum).
No way!: Mümkün değil!: Mumkeuni va ren!-P'ot'e var!
I don't like it: Hoşlanmıyorum: K'ai va mi3'onun!
Incredible!: İmkansız!: Mumkeuni va ren!-Uimkeane!
As you like: İstediğin gibi: Na ginon steri.
I don't want to: İstemiyorum: Va minon.
Agreed!: Kabul!: Ho!
Get lost!: Kaybol!: Goindini!
Certainly not!: Kesinlikle hayır!: Ebbedi var (vikip)!
Please leave me alone: Lütfen beni yalnız bırak: Mu iqven xvala koxomişkvi.
I'm afraid I can't do that. I'm already doing something else: Maalesef onu yapamam. Şu anda başka bir şey yapıyorum: Malesefi eya va maxvenen. A3'i çkva mutxani vikip.
Probably: Muhtemelen: Muxtemelen.
What a pity!: Ne yazık: Mu p'atki.
Ok!: Tamam!: Ho!-Tamam!
I'd rather not: Tercih etmem: Tercixi va vikip.
Well I never!: Vay canına!: Hana!-Vuu!
Hope you get well sonn!: Geçmiş olsun!: Mek'agilas! (*Ordo komek'agilaps inşalla: Çabuk iyileşirsin inşalla) (*3'k'uni mek'agilu i?: Ağrın geçti mi?) (*Ellak şifa mekças: Allah şifa versin!)
All the best!: Her şey gönlünüzce olsun!: İrixolo na ginon steri iqvas!
Have fun !: İyi eğlenceler!: K'ai orape!
Good luck!: İyi şanslar!: K'ai şansepe!
Happy New Year!: İyi yıllar!: K'ai 3'anape! (*K'urbaniş bayrami xvameri gaqvan: Kurban bayramınız mübarek olsun.)
Have a good trip!: İyi yolculuklar!: K'aite idit!-K'ai magzalobape!
Happy birthday!: Doğum gününüz kutlu olsun!: Dobaduşi dğa xvameri gaqvan!
Congratulations!: Tebrikler!: Aferun! (Tebriği goğodap: Tebrik ederim seni!)
Get well soon!: Yakında iyileşmen dileğiyle: Ordo ik'are inşalla!
I don't understand. Would you repeat that, please?: Anlamadım. Lütfen tekrar edebilir misiniz?: Va oxovo3'oni. Arçkva xolo dotkivt (da) mu iqven!-Va oxovo3'oni. Lutfen, arçkva xolo dogatkvenan i
I understand: Anlıyorum/Anladım: Oxovo3'onap/oxovo3'oni.
Whay does this word mean?: Bu sözcük ne anlama geliyor?: Am nena mu tkvala ren?
Does anyone here speak Lazish?: Burada Lazca konuşan var mı?: Ak Lazuri na ğarğalaps miti ren i?
Did you understand that?: Bunu anladınız mı?: Aya oxo3'onit i?
I didn't understand that: Bunu anlamadım: Aya va oxovo3'oni.
Can you translate that for me, please?: Bana bunu tercüme edebilir misiniz lütfen?: Çkimda aya tercume gaxvenenan i lutfen?- Çkimi şeni aya tercume gaxvenenan i lutfen?-Çkimi şeni aya ar tercume doqvit mu iqven!
I'm sorry I don't understand Lazish would you please repeat?: Özür dilerim Lazca anlamıyorum, tekrarlar mısınız?: Mixat'irit, Lazuri va oxovo3'onap, arçkva xolo dogatkvenan i?
I'm hard of hearing. Could you speak up a bit?: Duyma guçlüğüm var. Biraz daha yüksek sesle konuşur musunuz lütfen?: K'ai va vognap. M3ika zori doğarğalit lutfen/mu iqven.
Yes, I understand: Evet anlıyorum: Ho, oxovo3'onap.
Does he speak Lazish?: Lazca konuşabiliyor mu?: Lazuri ağarğalen i?
Do you speak Lazish?: Lazca konuşur musunuz?: Lazuri ğarğalapt i?
What's that called in Lazish?: Lazcada buna ne denir?: Amus Lazuri mu u3'umenan (Lazca’da buna ne derler?)?
Could you rite that down for me please?: Onu benim için yazabilir misiniz?: Eya çkimi şeni (do)gaç'aren i?
I can't understand that sign: Şu tabelayı anlayamıyorum: Em tabela va oxoma3'onen.
I only speak a bit of Lazish: Sadece biraz Lazca konuşuyorum: Arxvala arç'it'a Lazuri bğarğalap.
Could you say it again?: Tekrar edebilir misiniz?: Arçkva xolo dogatkvenan i?
That's fantastic!: Bu müthiş!: Aya dido mskva ren!
That's right: Bu doğru: Aya mtini ren.
I like that: Bunu sevdim: Aya mom3'ondu.
I think that's a very good idea: Bunun çok iyi bir fikir olduğunu düşünüyorum: Aya dido k'ai fik'iri ren yado visimadup.
We felt very welcome here: Burada çok hoş karşılandık: Ak dido k'ai moğodes.
It's been very nice here: Burası çok güzel: Ameri dido mskva ren.
It really is lovely here!: Burası gerçekten harika!: Ameri mtinişiti dido mskva ren!-Ameri heik'eten dido mskva re!
Very good!: Çok iyi: Dido k'ai!
Great!: Harika: Dido k'ai!
It was lovely: Harikuladeydi: Dido k'ai t'u.
I have no complaints: Hiç şikayetim yok: Mutu(şi) şikayeti va miğun.
Good idea: İyi fikir: K'ai fik'iri.
Fine!: İyi!: K'ai!
Precisely: Kesinlikle: Ebbedi.
Fantastic: Müthiş!: Dido k'ai.
How annoying!: Ne kadar can sıkıcı: Muk'o şuri medvaloni (*Şuri memadu: Canım sıkıldı) (*Ok'onağurapa komomixtu: Bayılmam geldi).
Well, you speak very good Lazish: Çok iyi Lazca konuşuyorsunuz: Dido k'ai Lazuri ğarğalapt.
Super!: Harikulade!: Harik'ulade!
What a lovely child: Ne kadar güzel bir çocuk!: Muperi mskva bere!
Exactly: Tamamen: Mtelixolo.
I'm a Hopa fan: Hopa hayranıyım: Xopaşi xayrani vore-Xopas dido p'qorop.
I'm still ar school: Hala okuldayım: Elan daa/A3'i xolo mektebis vore.
How old are you?: Kaç yaşındasınız?: Muk'o 3'aneri ret?
I'm nineteen: On dokuz yaşındayım: Vit'oçxoro 3'aneri vore.
I'm a student: Öğrenciyim: Talebe/mamgure vore.
She's coming up for three: Üç yaşına girecek: Sum 3'aneri iqvasunon.
Oh dear!: Aman Allahım!: E Ella çkimi! (*Şurimşine-Oxorç'k'ua-Gamağureli (Sempatik anlamıyla)-Gogixta-Gogaç'ara-Gogixta gogaç'ara-Şurimşine let'a gemobği-Ellak razi gaqvas!-Ellak mo megiç'aras!-Ellak affi goğodas!-Ellak affi oğodas!-Ellak megişvelas!-Ellak va megiç'aras!-Ellak raxatoba mekças!-Ellak goxelas!-Ellak goxelan!-Ellak gok'aras!-Ellak gixvamas!-Ellak raxmeti oğodas!-Ellak affi oğodas!-Ellaşi iznite!-Ellak nesibi goğodas!-Ellak nesibi moğodas!-Ellak gza gitanas!-Ellak gza gon3'k'imeri gixvenas!-İnşalla iqven!-İnşalla va iqven!-İnşalla siti nesibi gaqvas!-Ellak izni momçesna, inşalla!-Ella çkimi k'aoba!-Ella çkimi k'aoba, ma mup'a do so vida!-Ellak p'at'i dğa va mego3'iras!-Ellak p'at'i dğa va megaç'aras!-Ellak na tkvas iqven-Ellas na unon iqven-Ellaşi şvelate.))
Belas mebli: I'm in trouble: Başım dertte: Belas mevikti-Tis bela miğun (*Oxormeğureli!-Xra3kela!-Bedixaman3a!-Bedigoç'veri!-Kandara!-Kança!-Lapşa!-Labeşa!-Geda!-Gobangeri!-Goxveri!-Cangula!-Korbala!-İnk'raxişi!-Cuncuri!-Biluri!-Mura coğori!-Mak'ufli!-Geverdağnosi!-K'irğani moxtimeri!-K'era meğureri!-Godora!-Babla3'i!) (*Dologix3as!-Gamagix3as!-Gamagit'roxas!-Gamagiç'k'odas!-K'era megiğuras!-K'irğani mogixtas!-Oxori megiğuras!-Ğura skani!-Ğura skani k'irğani moxtimeri!-Ğura skani gamaxra3kela!-Ğura skani gamaç'k'vadala!-Ğura skani mura coğori!-Ğura do gamaç'k'vadala skani!-Ğura muşi!-Vay do vasaglaxti gegaxvas!-Vari gegaqvas!-Yegoç'k'odas!-Yeç'k'vidat!-Yeç'k'oda, gamaç'k'oda!-Vari gegaqvan!-Yeç'k'vidat!-K'irğani do cunusi mogixtas!-Onna k'irğani mogixtas!-Ellak bela komekças!-Onna nunk'u p'ici gamagix3as!-Onna xe do k'uçxe gamagit'roxas!-Onna dologak'arbas!-Onna dologak'arbas, yegoç'k'odas!-Onna dologak'arbas, gamagiç'k'odas!-Onna dologak'arbas, gamagit'roxas!-Onna dologak'arbas, mo eşagağas!-Onna dologak'arbas, dologağas!-Onna dologak'arbas, gamagix3as!-Onna dologak'arbas, dologix3as!-Onna dologak'arbas, nuzuli gekças!-Onna dologak'arbas, xe do k'uçxe gamagit'roxas!-Onna eşaç'k'vidala gaqvas!-Onna munt'uri megoxedas!-Onna di3xiri gegixomas!-Onna keoki mogistvas!-Onna keoki keumeni mogistvas!-Onna keoki eşagilas!-Onna keoki keumeni eşagilas!-Onna bedi gogaç'vas!-Onna bedi gogaxalas!-Onna ti gamagiç'k'odas!-Onna ti megox3as!-Onna enceli kogegeanç'as!-Onna xonari megostvas!-Onna xonari dologoxomas!-Onna nunk'u megox3as!-Onna nunk'u gamogox3as!-Onna guri dologix3as!-Anderi dogiskidas!-Anderi do k'aybana dogiskidas!)
I'm very sorry to hear that: Bunu duyduğuma çok üzüldüm: Dido p'at'i ma3'onu aya na vogni şeni.
I'm sorry!: Çok üzgünüm: Dido p'at'i vore!-Dido gemzuli vore!
Everything will be all right: Her şey yoluna girecek: K'arta mutxani k'ai iqvasunon-İri ondi k'ai iqvasunon.
What a pity!: Çok yazık!: Vax, vax!-Yazuk bolaki!
You can take the bus No. 176: 176 no'lu otöbüse binebilirsiniz: 176 nomeroni otobusis gegaxunenan.
It's right behing Mshke: Mşke'nin hemen arkasında: Mşkeşi k'ap'ulas.
Is this the road to Mshke?: Bu Mşke'ye giden yol mu?: Aya Mşkeşa na ilen gza ren i? (Bu Mşke’ye gidilen yol mu?)-Aya Mşkeşa na ulun gza ren i?
Is it far from here?: Buradan uzak mı?: Akşen/Amerişen mendra ren i?
It's very near here: Buraya çok yakın: Ak/Ameris dido xolosi ren.
Not far: Çok uzak değil: Dido mendra va ren.
Alley, lane: Dar sokak: Dari sokaği.
Go straight on: Dosdoğru gidin: Golvaqonit-Na ren steri idit.
Cross: Geçin: Mek'ilit.
Go back: Geri dönün: Goiktit.
Please show me on the map: Lütfen haritanın üzerinde gösterir misiniz?: Xarit'aş jin komo3'irit mu iqven!-Lutfen, xarit'aş jin mo3'irapt i?
Sincepes golvaqonit: Follow the signs: Okları takip edin: Sincepes golvaqonit.
How do I get there?: Oraya nasıl gidebilirim?: Ek muç'oşi (menda)malen?
How do I get to Hopa?: Hopa'ya nasıl gidebilirim?: Xopaşa muç'oşi (menda)malen?
I'm sorry, I don't now: Özür dilerim, bilmiyorum: Mixat'irit, va miçkin.
On the left-hand/right-handside: Sol/Sağ tarafta: K'vazali/Marz'gvani k'ele.
Turn left/right: Sola/sağa dönün: K'vazali/Marz'gvani k'ele goliktit/guiktit.
Then ask again: Sonra tekrar sorun: Ek'ule arçkva xolo k'itxit.
Turn right at the traffic lights: Trafik ışıklarından sağa sapın: Trafiğiş lambapeşi marz'gvani k'ele guiktit (Trafik lambalarının sağından dönün) (*Trafiğiş lambapeşi et'rafiş k'ele gvaktit: Trafik lambalarının etrafından dönün).
Go straight on until you get to Sundura: Sundura'ya varıncaya kadar doğru gidin: Sunduraşa nit'a şakis na ren steri golvaqonit.
About two kilometres: Yaklaşık iki kilometre: Taxminen jur kilmotre (ren).
Cross the street: Yolu geçin: Gza mek'ilit.
Could yu draw me a little map?: Bana küçük bir harita çizebilir misiniz?: Çkimda ç'it'a ar xarita gağarenan i?
Which line goes to Hopa?: Hangi yol Hopa'ya gider?: Xopaşa nam gzaşen ilen? (Hopa’ya hangi yoldan gidilir?)-Nam gza Xopaşa ulun?
How far is it to Tower of Gonio?: Gonyo kalesi ne kadar uzakta?: Gonioş cixa muk'onari mendra ren?
Quite a long way: Oldukça uzun bir yol: Dido ginz'e gza.
How do I get onto the motorway?: Otoyola nasıl çıkabilirim?: Otogzaşa muç'oşi gamamalen?
Excuse me, where's Dadiani Palace please?: Afedersiniz, Dadiani Sarayi nerede?: Mixat'irit, Dadiani Doxore so ren?
Excuse me, is this the right way to Hopa?: Afedersiniz, bu yol Hopa'ya giden doğru yol mu?: Mixat'irit, am gza Xopaşa na ulun mtini gza ren i?
How many minutes on foot/by car?: Yürüyerek/Arabayla kaç dakika alır?: K'uçxete/Mankanate muk'o deik'eşa ilen?
I'd like 1 litre/half a litre of oil: 1 litre/Yarım litre yağ istiyorum: Ar litre/gverdi litre yaği minon.
Petrol station: Petrol istasyonu: Petrol istasyoni.
I'd like a road map of this area, please: Bu bölgenin yol haritasinı rica ediyorum: Am gomorgvaş gzaşi xarit'a gak'vandept!-Am gomorgvaş gzaşi xarita momçit mu iqven/lutfen.
Is there a garage near here?: Bu yakınlarda bir garaj var mı?: Amerepes garaji ren i?-Am xolosi muhitis/gomorgvas garaji ren i?
To tank up, to get some petrol: Depoyu doldurmak, biraz benzin almak: Depoşi yopşu, arç'it'a benzini yezdimu.
Full, please: Depoyu doldurun lütfen: Depo yopşit, lutfen.
Diesel: Dizel: Dizeli.
Where’s/How far is it to the nearest petrol station?: En yakın benzin istasyonu nerededir/ne kadar uzaklıktadır?: İrişen xolosi benzini istasyoni so ren-İrişen xolosi benzini istasyoni muk'onari mendra ren?
Where's the nearest garage, please?: En yakın garaj nerede?: İrişen xolosi garaji so ren?
Two-storoke mix: Karışık: Oxokteri.
Unleaded/Leated, please: Kurşunsuz/Kurşunlu, lütfen: Uk'urşononi/K'urşunoni, lutfen.
15 lira's worth of unleaded petrol, please: Lütfen 15 liralik kurşunsuz petrol: 15 lironi uk'urşononi petroli, lutfen.
Normali benzini: Three-star: Normal benzin: Narmal(ur)i benzini.
Four-star, please for ten lira's: On liralık normal, lütfen: Vit liraluri normali, lutfen.
Four-star: Süper benzin: Sup'er benzini.
Super unleaded: Süper kursunsuz: Sup'er uk'urşunoni.
Could yu do an oll change, please?: Yağ değişikliği yapabilir misiniz lütfen?: Ar yaği domiktirit mu iqven!-Yaği dogaktirenan i, lutfen?
Please check the oil: Yağı control eder misiniz lütfen?: Yaği k'ontroli doqvit, lutfen-Yağis ar gu3'k'edit mu iqven/lutfen.
Can I leave the car at the hotel?: Arabayı otelde bırakabilir miyim?: Mankana otelişi xolos memaşkven i?
Is it a supervised car park?: Bu kontrollü otopark mı?: Aya k'ontroluri otoparki ren i?
Can I park my car here?: Arabamı buraya park edebilir miyim?: Mankana çkimi ak memaşkvinen i?
Is there a multi-storey car park near here?: Baraka çok katlı otopark var mı?: Ak dido k'atoni parki ren i?
There's no parking here: Burada park yoktur: Ak parki va ren.
Is the multi-storey car park open all night?: Çok katlı otopark bütün gece açık mı?: Dido k'atoni otoparki ç'umani şakis gon3'k'imeri ren i?
When do I have to be back bay?: Ne zamana kadar geri dönmek zorundayım?: Nam ora şakis goiktinuşi vore.
The battery’s flat: Aküsü bitmiş: Akeu dvaçoderen.
My car is broken: Arabam bozuk: Mankana ok'oxveri miğun.
My car's broken down: Arabam bozuldu: Mankana ok'omaxu.
My car won't start: Arabam çalışmıyor: Mankana çkimi va içalişeps.
Could you help me start my with jump leads, please?: Arabamı bağlantı kablosuyla çalıştırmama yardım eder misiniz, lütfen?: Mankana çkimi, mek'iruşi k'ablote oçalişapus ar komemişvelit mu iqven!-Mankana çkimi, mek'iruşi k'ablote oçalişapus megaşvelenan i, lutfen?
Would you call the breakdown service, please?: Arıza servisini arayabilir misiniz lütfen?: Ok'oxvaş servisis ar telefoni oğodit mu iqven!-Ok'oxvaş servisi gagorenan i, lutfen?
Could you lend me some petrol, please?: Biraz benzin ödünç verebilir misiniz?: Arç'it'a e3xeri benzini megaçenan i çkimda?
Could you help me change the tyre, please?: Lütfen lastiği değiştirmeme yardım edebilir misiniz?: Lastiği oktirus ar komemişvelit mu iqven!-Çkimda lastiği oktirus megaşvelenan i lutfen?
The engine sounds funny/hasn't got any power: Motor tuhaf ses çıkartıyor/motorun gücü yok: Motori elakteri xonari eşimers-Motoris menceli va uğun.
There's something wrong with the engine: Motorda sorun var: Motoris mutxani omç'un.
I'm losing oil: Yağ kaybediyorum: Yaği domaçoden.
Do you have Volkswagen spares?: Volkswagen lastikleriniz var mı?: Volksvageniş lastiğepe giğunan i?
When will the car/the motorcycle be ready?: Araba/Motosiklet ne zaman hazır olacak?: Mankana/Motoiskleti mundes xaziri iqvasunon?
The car won't start: Araba çalışmıyor: Mankana va içalişeps.
Çkini mankana Xopaşa nulun: Our car's on the road to Hopa: Arabamız Hopa'ya gidiyor: Mankana çkini Xopaşa ulun?
Could you have a look?: Bir bakabilir misiniz?: Ar mendaga3'k'omilenan i?
Do you accept coupons from the accident and breakdown cover?: Kaza ve arıza sigortası kuponlarını kabul ediyor musunuz?: K'eza do mankanaş sigortaşi k'uponepe k'abuli ikipt i?
Just do the essential repairs, please: Lütfen sadece gerekli tamirleri yapın: Lutfen arxvala tamiri oxvenuşi ondepe qvit.
How much will it be?: Ne kadar tutacak?: Muk'onari okoçasunon?
When will it be ready?: Ne zaman hazır olacak?: Mundes xaziri iqvasunon?
Could you have a look at it?: Ona bir bakabilir misiniz?: Emus (ar) mendaga3'k'omilenan i?
Can you tow it away?: Onu çekebilir misiniz?: Eya mogok'anç'inenan i?
Can I still drive it?: Sürmeye devam edebilir miyim?: Goçkus memaqonen i?
Will you tow my car away?: Arabamı çeker misiniz?: Mankana çkimi megaganç'inenan i?
You were driving without your lights on: Arabayı ışıkları yakmadan sürüyordunuz: Mankana te umedvineri goçkumet'it.
You were driving too close to me: Bana çok yakın sürüyordun: Çkimda dido mexole goçkumet'i.
Will you give me a lift?: Beni arabanıza alır mısınız?: Mankana tkvanis ma yemzdipt i?
It wasn't my foult: Benim hatam değil: K'abaeti çkimi va ren-K'abaeti ma va miğun.
There's been an accident: Bir kaza oldu: Ar k'eza iqu.
I've had an accident: Bir kaza yaptım: Ar k'eza (do)p'i.
Could you send me a breakdown van?: Bir arıza arabası gönderebilir misiniz?: Ar ok'oxvaş mankana mendagancğonenan i?
Quick, Please call the police: Çabuk, lütfen polisi arayın: Manişa polisis ar telefoni oğodit mu iqven!-Manişa, lutfen polisi gorit.
You were driving too fast: Çok hızlı sürüyordunuz: Dido zori goçkumet'it.
Could I see your driving licence an insurance. Please?: Ehliyetinizi ve sigortanızı görebilir miyim lütfen: Elliyeti do sigorta tkvanis goma3'k'omilen i/mendama3'k'omilen i?
Which insurance company are you with?: Hangi sigorta şirketiyle çalışıyorsunuz?: Nam sigortaş sirketi k'ala içalişept?
Two people have been seriosuly hurt: İki kişi ciddi şekilde yaralandı: Jur k'oçi dido p'at'i koguidi3xirerenan.
The fire brigade: İtfaiye ekibi: İtfaiyeş ekibi.
A lorry veered out of control, overturned and smashed into a wall: Kamyon kontrölden çıktı, takla attı ve duvara çarptı: K'amioni k'ontrolişen kogamaxtu, muiktu do duvaris mat'u.
You went through a red light: Kırmızı ışıkta geçtiniz: Temç'itas mek'axteret.
Nobody's hurt: Kimse yaralanmadı: Mitis mutu va ağodu (*Mitis mutu va oğodu: Kimseye birşey yapmadı.) (*Emus mu ağodu?: O’na ne oldu?) (*Emus mu oğodes?: O’na ne yaptılar/ettiler?) (*Emus mu aqven?: O’nun nesi oluyor?) (*Emus mu onç'els?/!: O’nun ne umurunda?-O’na ne!).
You cut the corner: Köşeyi dönmeden kestirmeden gittiniz: Keoşe ugoktinu mk'uleşi gzaşen idit.
Please give me your name and address: Lütfen bana adınızı ve adresinizi verin: Coxo do adresi tkvani ar domi3'vit mu iqven!-Coxo do adresi tkvani domi3'vit lutfen?
Here's my name and address/my insurance company: İşte benim adım ve adresim/sigorta şirketim: Aha (aya ren/o3'k'edi) coxo do adresi çkimi- Aha (aya ren/o3'k'edi) sigorta şirketi çkimi.
Is here a doctor around here?: Buralarda bir doctor var mı?: Amerepes hekimi ren i?
My wife is hurt: Eşim yaralandı: Oxorca/Kimoli domayaralu.
Please help me: Lütfen bana yardım edin: Ar komemişvelit (da) mu iqven!-Memişvelit mu iqven/lutfen.
Please call for an ambulance: Lütfen bir ambulans çağırın: Ar ambulansi domicoxit mu iqven/lutfen.
You didn't indicate: Sinyal vermediniz: Sinyali va meçit.
Would you act as my witness?: Şahidim olur musun?: Şahidi domaqve i?-Şahidi çkimi iqve i?
Could I use your phone?: Telefonunuzu kullanabilir miyim?: Telefoni tkvani maxmaren i?
Thank you very much for your help: Yardımınız için çok teşekkürler: Na memişvelit şeni dido teşekkuri.
You ignored the right of way: Yol vermediniz: Gza va meçit-Gza va momçit (Bana/bize yol verdiniz).
I think we should call the police: Sanırım polisi aramalıyız: Heralda Polisi ogoruşi voret.
Motor caravan, camper van: Arabalı caravan/kamp karavanı: Mankanoni k'aravani/k'amp'iş k'aravani.
Four-wheel drive/off-roader: 4 tekerlekli araç/arazi aracı: Otxo tekerleğoni mankana/dixaş mankana.
Can I leave the car at the hotel?: Arabayı otelde bırakabilir miyim?: Mankana oteliş xolos memaşkven i?
Is it possible to leave the car in at this corner?: Aracı bu köşede bırakmak mümkün mü?: Mankana am kinaris memaşkvenan i?
Does the vehicle have comprehensive insurance?: Aracın ayrıntılı sigortasi var mı?: Mankanas mç'ipaşaşi sigorta uğun i?
A bike: Bisiklet: Bisikleti.
Can one hire motorbike here?: Burada motosiklet kiralanır mı?: Ak okaçuşi/kiraluği bisikleti meçapan i?
Is it possible to rent special cycles for the disabled here?: Burada engelliler için özel bisiklet kiralamak mümkün mü?: Ak sak'at'epe şeni xususuri bisikleti domakaçenan i?
Is the multi-storey car park open all night?: Çok katlı otopark bütün gece açık mı?: Dido k'atoni otoparki ç'umani şakis gon3'k'imeri ren i?
Would I have to pay any excess?: Ek bir şey ödemeli miyim?: Çkva mutu monz'ineri meçamuşi vore i?
Are there rental cars with hand throttles for the disabled?: Engelliler için el kontröllü kiralik otomobiller var mı?: Sak'at'epe şeni xeş k'ont'roluri okaçuşi/okaçoni/kiraluği mankanepe ren i?
How many miles are included in the price?: Fiyata kaç mil dahil?: Fiyatis/ğirsis muk'o mili uk'atun?
What fuel does it take?: Hangi tür benzin kullanılır?: Muperi benzini ixmaren?
How much is it per day/week?: Günlük/Haftalık ücret ne kadar?: Dğaluri/Dolonuri para muk'os ren?
What do you charge per kilometer?: Her kilometre için ne kadar ücret istiyorsunuz?: K'arta kilometre şeni muk'o para meçapt?
A scooter: Küçük motosiklet: Ç'it'a motosikleti.
What kind of a car would you like?: Nasıl bir araba istiyorsunuz: Muperi mankana gorupt?
When do I have to be back by?: Ne zamana kadar dönmek zorundayım?: Nam ora şakis goiktinuşi vore?
How much does that cost?: O ne kadar tutar?: Eya muk'os ren? (Onun fiyatı ne kadar?)-(Eya muk'onari okaçaps?)
Could I see your international driving licence, please?: Uluslararası ehliyetinizi görebilir miyim?: Beynelmineli elliyeti tkvanis goma3'k'omilen i/mendama3'k'omilen?
I'd like to hire 0 3-gear bicycle: Üç vitesli bir bisiklet kiralamak istiyorum: Sum vitesoni ar bisikleti okaçu minon.
How do I get to Terminal 4?: 4 numaralı terminale nasıl gidebilirim?: Otxo numeroni terminalişa muç'oşi mendamalen.
I'd like to book a return flight to Hopa: Hopa'ya gidiş dönüş rezervasyon yaptırmak istiyorum: Xopaşa oxtimu do moxtimu şeni rezervasioni oxvenapu minon.
Where's Gate B?: B kapısı nerede?: B nek'na so ren?
Connecting flights: Bağlantılı uçuşlar
My case has been damaged. Who should I report it to?: Bavulum zarar görmüş. Bunu kime rapor etmeliyim?: Bavuli çkimi dibri3'eren/dişireren. Aya mis rapori oxvenuşi vore?
This is a non-smoking flight: Bu sigara içilmeyen bir uçuştur: Aya sigara na va işven oputxu ren.
I'd like to cancel this flight: Bu uçuşu iptal ettirmek istiyorum: Am oputxu iptali oxvenu minon.
Are there still seats available?: Hala boş yer var mı?: Elan daa/A3'i xolo upşu/boşi sva ren i?-Elan daa upşu k’oltuği giğunan i? (Hala daha boş koltuğunuz var mı?)
I want to go to the airport: Havaalanına gitmek istiyorum: Dixaputxaşa oxtimu minon.
Do you have any brochures in Lazish?: Hiç Lazca broşürünüz var mı?: Lazuri broşuri giğunan i?
Are there any seats left?: Hiç boş yer kaldı mı?: Upşu sva doskidu i?
Who’s your agent in Margalona?: Margalona'daki acentanız kim?: Margalonaşi acenta tkvani mi ren?
When's the next flight to Batum?: Batum'a gidecek uçuş ne zaman?: Batumişa oputxu mundes ren?
Here's my card: İşte kartım: Aha kart'i çkimi.
Who should I get in touch witch?: Kiminle temasa geçmeliyim?: Mi k'ala oğarğaluşi vore?
An aisle seat: Koridor tarafında bir koltuk: K'oridoriş k'ele ar k'oltuği.
A return ticket to Batum please: Batum'a gidiş dönüş bileti lütfen: Batumişa oxtimu do moxtimu şeni bileti (momçit) lutfen.
When's the next flight to Batum?: Batum'a bir sonraki uçuş ne zaman?: Batumişa arçkvaneri oputxinu mundes ren?
I'd like to book a single flight to Batum: Batum'a yalnızca gidiş rezervasyonu yaptırmak istiyorum: Batumişa arxavala oxtimuşi revervasioni oxvenapu minon.
How much is a (return) flight to Batum?: Batum'a uçak bileti ne kadar?: Batumişa putxaş bileti muk'os ren?
A window seat: Pencere kenarı: Pencereş k'ele.
I'd like to change the booking: Rezervasyonu değiştirmek istiyorum: Rezervasioni oktiru minon.
Could someone help me change flights?: Uçak değiştirmem için biri bana yardım edebilir mi?: Putxa oktiru şeni çkimda megaşvelenan i?
Could you bring me a glass of water, please?: Acaba bir bardak su getirebilir misiniz?: Ar bardaği 3'k'ari mogağenan i?
My luggage is missing: Bagajım kayıp: Babaji kogomindunu.
Could I see your ticket, please?: Biletinizi görebilir miyim, lütfen?: Bileti tkvanis goma3'k'omilen i/ mendama3'k'omilen i (lutfen).
Can I take this as hand luggage?: Bunu yanıma alabilir miyim?: Aya xolos yemazden i?
İs there a toilet for the disabled?: Engelliler için tuvalet var mı?: Sak'at'epe şeni tuvaleti ren i?
Please put your seatbelt on: Lütfen emniyet kemerinizi takınız: Emniyetiş got'k'ap'u guik'irit lutfen.
I feel sick: Kendimi hasta hissediyorum: Zabuni vore yado eşo miçkin-Ti çkimi zabuni pşinup-K'ai va vore, zabuni vore (İyi değilim hastayım.).
I'd like an aisle seat: Koridor tarafını rica ediyorum: K'oridoriş k'ele doxunu minon.
Do you have anything for airsicknees: Uçak tutmasına karşı bir ilacınız var mı?: Putxa va oğodamuşi ç'ami giğunan i?
When are we due to land?: Ne zaman ineceğiz?: Mundes geptaminonan?
Take-off, departure: Kalkış, varış: Yeselu, menç'işu.
Landing, arrival: İniş, varış: Gextimu, menç'işu.
Agent, representative: Acenta, temsilci: Acenta, matemsile.
I'd like to book a seat on the 11.30 train to Zugidi please: 11.30'da kalkacak Zugidi trenine rezervasyon yaptırmak istiyordum: 11.30’is na yiselasunon Zugidiş treni şeni rezervasioni oxvenu minon.
What time do trains leave for Senaki?: Senaki treni ne zaman kalkıyor?: Senakişa treni mundes yisels?
A day return to Poti please: Poti'ye gidiş dönüş bileti rica ediyorum: Potişa oxtimu do moxtimuşi bileti momçit.
How much is it to Poti?: Poti ne kadar?: Poti muk'os ren?-Potişa oxtimu muk'os ren?
Two adults and three children to Zugidi please: Zugidi'ye iki yetişkin üç çocuk bileti lütfen: Xopaşa oxtimu şeni jur mordale do sum bere şeni bileti momçit lutfen.
When's the next train to Senaki?: Senaki'ye bir sonraki tren ne zaman?: Senakişa arçkvaneri treni mundes ren-Senakişa arçkvaneri treni mundes yisels (Senaki’ye bir sonraki tren ne zaman kalkıyor?)?
Single ticket to Zugidi please: Zugidi'ye bir gidiş bileti rica ediyorum: Zugidişa oxtimuşi bileti minon.
Do you rent out child seats for the car?: Vagonda çocuk koltuğu kiralıyor musunuz?: Vagonis berepe şeni kirate dginale meçapt i?
A second class ticket to Zugidi please: Zugidi'ye ikinci mevki gidiş bileti rica ediyorum: Zugidişa majurani mevk'i oxtimuş bileti minon/komomçit?
Where can I register my bike?: Bisikletimi nereye kaydettirebilirim: Bisikleti çkimi so memaç'arapen?
Which platform does the Zugidi train leave from?: Zugidi treni hangi perondan kalkıyor?: Zugidiş treni nam istasionişen yisels?
Is this the train to Poti?: Poti'ye giden tren bu mu?: Potişa na ilen treni aya ren i?-Potişa na ulun treni aya ren i?
Where's the tourist information office?: Turistler için danışma bürosu nerede?: Turistepe şeni ambari yezdimuşi biro so ren?
Excuse me, that's my seat?: Afedersiniz, bu benim?: Mixat'irit? Aya çkimi (k'oltuği) ren.
Excuse me, is this seat free?: Afedersiniz, bu koltuk boş mu?: Mixarsuvit, am k'oltuğis miti xen i?-Misarsuvit am k'oltuği boşi ren i?
Do you think you could help me?: Bana yardım eder misiniz?: Çkimda megaşvelenan i?
Tickets, please!: Biletler, lütfen: Biletepe, lutfen.
Is this seat taken?: Bu yer dolu mu?: Ameri yopşa ren i?
How many more stops to Zugidi?: Zugidi'ye daha kaç durak var?: Zugidişa muk'o çkva dginale ren?
Will we be in Poti on time?: Poti'ye zamanında yetişebilecek miyiz?: Potişa ora muşis memaç'işinasunonan i?
Does this train directly go to Zugidi?: Bu tren doğruca Zugidi'ye gider mi?: Am treni direkt Zugidişa ulun i?
How long does the train stop there?: Tren orada ne kadar duracak?: Treni ek muk'o dodgitasunon?
I'd like to take the car with me: Arabamı yanıma almak istiyorum: Araba çkimite oxtimu minon? (Arabam ile gitmek istiyorum)
A first-class passage to Poti: Poti'ye birinci mevki deniz yolculuğu: Potişa maartani mevk'uri zuğaş magzaloba.?
Will there be refreshments on board the ship?: Gemide soğuk içecekler var mı?: K'aravis qini oşumalepe ren i?
When does the ferry to The Kolkhuri leave?: Kolkhuri feribotu ne zaman kalkıyor?: K'olxuri k'aravi/feriboti mundes yisels?
A double cabin: Çift kişilik kamara: Jur k'oçoni k'amara.
Which ports does the boat call at?: Gemi hangi limanlara uğrar?: K'aravi nam limanepes amulun?
When do we have to be back on board?: Gemiye tekrar ne zaman dönmemiz gerekiyor?: Vaporişa mundes goktinoni voret?-Vaporişa (arçkva xolo) mundes goviktaminon? (Vapura (tekrar) ne zaman döneceğiz?)
Which is the best way to get to Hopa by boat?: Hopa'ya gemiyle gitmenin en uygun yolu hangisidir?: Xopaşa vaporite oxtimu şeni irişen k'olai gza namu ren? (Hopa’ya vapurla gitmek için en kolay hangisidir?)-Xopaşa vapurite irişen k'olai muç'oşi ilen (Hopa’ya vapurla en kolay nasıl gidilir?)
How long does the crossing take?: Karşıya geçiş ne kadar zaman alır?: Mele mek'axtimus muk'o ora unon?-(Muk'o saat'işa mele mek'ilinen: Kaç saatte karşıya geçilir)
How far is Hopa from here?: Hopa buradan ne kadar uzakta?: Xopa akşen muk'onari mendra ren?
When do we dock in at Hopa?: Hopa'da ne zaman limana gireceğiz?: Xopas mundes limanişa mundes amaptaminonan?
I'd like a ticket to Poti: Poti'ye bir bilet istiyorum: Potişa ar teri bileti minon?
Tourist class: Turist mevki: Turisturi mevki.
I'm looking for cabin No. 17: 17 numaralı kamarayı istiyorum: 17 nomeroni k'amara minon.
Could I have another cabin?: Başka bir kamara alabilir miyiz?: Çkvaneri ar k'amara go3'omağenan i?
Could you give me something for sea sickness please: Bulantım için birşeyler verebilir misiniz?: Guriş ktala miğun, mutu/ç'ami megaçenan i?
Do you have anything for seasickness?: Deniz tutması için herhangi bir şeyiniz var mı?: Zuğa oğodamu şeni mutu giğunan i?
When are we going to land at Hopa?: Ne zaman Hopa'da karaya çıkacağız?: Mundes Xopas let'aşa gamaptaminon?
I don't feel well: Kendimi iyi hissetmiyorum: K'ai xali va miğun.
Where's the restaurant?: Lokanta nerede?: Lok'anta so ren?
Call the ship's doctor, please: Lütfen gemi doktorunu çağırın: Vaporiş hekimis ucoxit, lutfen.
How long are we stopping at: Poti'de ne kadar duracağız?: Potis muk'onari dobdgitaminonan?
Aw long are you planning to stay here?: Burada ne kadar kalmayı planlıyorsunuz?: Ak muk'o (ndğa) dodginu guris giğunan?
Can I get a visa here?: Burada vize alabilir miyim?: Ak vize yemazden i?
Your passport, please?: Pasaportunuz lütfen?: Pasaporti tkvani komo3'irit, lutfen.
Your passport has expired: Pasaportunuzun süresi dolmuş: Pasaporti tkvanişi ora yegapşerenan.
Have you got a visa?: Vizeniz var mı?: Viza giğunan i?
What is the purpose of your visit?: Ziyaretinizin amacı nedir?: Muşeni muik'itxupt?
Do I have to pay tax on this leather jacket?: Bu deri cekete vergi ödemem gerekiyor mu?: Am t'k'ebi ceketi şeni vergi meçamoni vore i?
You'll have to pay duty on that: Bunun için vergi ödemelisiniz: Amu şeni vergi meçamuşi ret.
How much duty do I have to pay on this?: Bunun için ne kadar vergi ödemem gerekir?: Amu şeni muk'onari vergi meçamuşi vore.
Have you got anything to declare?: Deklare edeceğiniz herhangi bir şeyiniz var mı?: Deklare oxvenuşi mutu giğunan i?
Customs declaration: Gümrük deklarasyonu: Gumruğiş deklerasioni.
I've only got articles for personal use: Kişisel kullanım olarak sadece bu malzemelerim var: Çkimi şeni arxvala antepe miğun-Çkimebura oxmaru şeni arxvala antepe miğun.
Pull over to the right/the left, please: Sağa/Sola çekin lütfen: Marz'gvani k'ele mok'izdit/mek'onç’init lutfen-K'vazali k'ele mok'izdit/mek'onç’init lutfen.
Could you left me out here, please?: Beni burada bırakabilir misiniz, lütfen?: Ak memaşkvit lutfen.
Can you take me to Sundura please?: Beni Sundura'ya götürebilir misiniz?: Ma Sunduraşa miqonupt i?-(Tiçkimi) Sunduraşa gaqonenan i?
Where can I get a taxi?: Bir taksi nerede bulabilirim?: Taksi someris maz'iren?
That's for you: Bu sizin için: Aya tkvani şeni ren?
Could you wait here for a moment, please?: Lütfen burada bir dakika bekleyebilir misiniz?: Ar deik'e domçvit mu iqven!-Lutfen, ak ar deik'e gaçvenan i?
Where's the nearest taxi rank?: En yakın taksi durağı nerede?: İrişen xolosi taksiş dginale someris ren?
Could you order a taxi for me for for Batum Airport?: Batum havaalanına gitmek için bir taksi çağırabilir misiniz?: Batumiş putxaşdixaşa oxtimu şeni ar taksi gacoxinenan i?
How much is it to Batum Airport?: Batum havaalanına ne kadar tutar?: Batumiş putxaşdixaşa muk'o (para) okaçaps?-Batumiş putxaşdixa şakis muk'os ren? (Batum havaalınına kadar fiyat kaç para?)
To the Kolkhida Hotel: Kolkhida oteline: K'olxida otelişa.
Take me to the station please: Lütfen beni istasyona götürün: Lutfen, istasionişa mendamiqonit.
Stop here please: Lütfen burada oturun: Mu iqven/lutfen ak doxedit.
Where do you want to get out?: Nerede inmek istiyorsunuz?: So(meris) gextimu ginonan?
Where are you going?: Nereye gidiyorsunuz?: So ulut?
I like to go to Ortahopa Street: Ortahopa caddesine gitmek istiyorum: Ortaxopa caddeşa oxtimu minon.
To the city/town centre: Şehir/Kasaba merkezine: Noğaşa-Noğaş/Ç'it'anoğaş (K'asabaş) oşkaşa.
The traffic is very heavy this morning: Trafik bu sabah çok yoğun: Am ç'umani dido trafiği ren.
Could you switch on/reset the meter, please?: Taksimetreyi açabilir misiniz/sıfırlayabilir misiniz, lütfen?: Taksimetre gogan3'k'enan i?/Taksimetere sifuri gaxvenenan i?-Taksimetre dogasifurenan i?
Keep the change!: Üstü kalsın!: Genomskide (si) giğut'as!
I'm on my way to Mshke: Mşke'ye gidiyorum: Mşkeşa mevulu.
Is there a bus service to Batum air terminal?: Batum uçak terminaline otobüs servisiniz var mı?: Batumiş putxaş terminalişa otobusiş servisi giğunan i?
Does this bus go to Kishe?: Bu otöbüs Kıse’ye gider mi?: Am otobusi K'iseşa ulun i?
Where does the bus to Hopa leave from?: Hopa’ya otobüs nereden kalkar?: Xopaşa otobusi someris yisels?
Multiple-ride tickets/travel card: Günlük bilet: Dğaleuri bileti.
Which bus station do I need to catch a bus to Peronit?: Peronit’e giden otobüse yetişmek için hangi otobüs durağına gitmeliyim?: P'erontişa na ulun otobusişa meç'işinu şeni nam otobusiş dginaleşa oxtimuşi vore?
Which bus goes to Peronit?: Hangi otobüs Peronit’e gider?: Nam otobusi P'erontişa ulun?
When is the next bus to Hopa?: Hopa’ya gidecek otöbüs ne zaman gelir?: Xopaşa na idasunon otobusi mundes mulun?
Where does the bus to Hopa stop?: Hopa otobüsü nerede durur?: Xopaş otobusi so dodgitun?
How many stops are there to Azlagha?: Azlağa’ya kaç durak var acaba?: Azlağaşa muk'o dginale ren?
I'll take you to the bus stop: Seni otobüs durağına götüreceğim: Si otobusiş dginaleşa giqonaminon.
Does that bus go to Sundura Street?: Şu otöbüs Sundura Caddesi’nden geçer mi?: Em otobusi Sunduraş Caddeşen golulun i?
How long will it take approximately to get to Hopa?: Hopa’ya gitmek yaklaşık ne kadar sürer?: Xopaşa taxminen muk'o oraşa ilen? (Hopa’ya tahminen kaç saatte gidilir?)-Xopaşa oxtimu şeni taxminen muk'o ora unon?
Do I have to change for Sarp?: Sarp için aktarma yapmam gerekiyor mu?: Sarpi şeni mankana oktiru unon i?
I'm looking for a room: Bir oda ayırıyorum: Ar oda megiçkinup.
You have a room for me. My name is Hurshit Tshapatalashi: Benim için bir oda ayırmıştınız. Adım Hurşit Tshapatalaşi: Çkimi şeni ar oda memiçkineret'it. Coxo Xurşit 3apatalaşi miğun.
A guest house: Bir misafirevi: Ar oxormisafiri.
A bed and breakfast: Bir pansiyon: Ar pansioni.
In the centre/a quiet location: Merkezde/Sessiz bir yerde: Noğas ar sotxanis-Uxonaroni ar sotxanis.
A magnificent hotel: Muhteşem bir otel: Dido mskva oteli.
What do you recommend?: Ne tavsiye edersiniz?: Mu tavsiye moğodapt?
Do you know where I can find a room here?: Nerede bir oda bulabilirim acaba?: Someris oteli maz'iren.
Is it near the beach?: Sahile yakın bir yerde mi?: Zuğap'icişa xolosi ar sotis i?
A cheap hotel: Ucuz bir otel: Ucuzi ar oteli.
How much is it approximately?: Yaklaşık ne kadar tutar?: Taxminen muk'onari okaçaps.
A bed-and-breakfast place: Yatacak ve kahvaltı edilecek yer: Onciruşi do ç'umaneri geariş oç'k'omuşi yeri/soti.
Two adults and two children: 2 yetişkin ve 2 çocuk: 2 didi k'oçi do 2 bere.
Where can I park my car?: Arabamı nereye park edebilirim?: Mankana so kodomadgen.
With a balcony?: Balkonlu mu?: Balk'oni uğun i?
I need somebody to accompany me: Bana eşlik edecek birisine ihtiyacım var: Ma na elamak'atasunon ar mitxani bgorup.
Would you make me at 7 tomorrow morning, please?: Beni yarın sabah 7’de uyandırabilir misiniz?: Ç'umen ç'umani saat'i şkvitis tiçkimi gogak'u3xinenan i?
I'd like to stay for one night/three nights: Bir gece/3 gece kalmak istiyorum: Ar seri dodginu minon-Sum seri dodginu minon.
Do you have a room for tonight?: Bu gece için bir odanız var mı?: Am seri şeni oda giğunan i?
Can I exchange money here?: Burada dövüz bozdurabilir miyim?: Ak para/dovizi ok'omaxven i?
Yes sir, what sort of room would you like?: Buyrun beyefendi ne tip bir oda istersiniz?: K'uçxebedineri moxteret k'oçumçane, muperi ar oda ginonan?
Do you have a double/single room?: Çift/Tek kişilik odanız var mı?: Jur k'oçişi/Arti k'oçişi oda giğunan i?-Jur k'oçi şeni/Arti k'oçi şeni oda giğunan i?
It's very nice. I'll take it: Çok güzel. Alıyorum: Dido mskva (ren). Yepç'opup.
Do you have a quieter room?: Daha sessiz bir odanız var mı?: Daha uxonaroni ar oda giğunan i?
Do you have a cheaper room?: Daha ucuz bir odanız var mı?: Daha ucuzi/epi ar oda giğunan i?
I'd like to collet my valuables with you for safekeeping?: Değerli eşyalarımı güvenlik için size bırakabilir miyim?: K'imetli şeepe çkimi mitik va memixiras yado tkvanda memaşkvinen i ?
Overlooking the sea: Denize nazır: Zuğaş k'ele.
Have you got any vacancies?: Hiç boş yeriniz var mı?: Boşi/Upşu yeri giğunan i ?
For two days: İki gün için: Jur dğa şeni.
You may sit in the lounge if you like: İsterseniz dinlenme salonunda oturabilirsiniz: Ginonanna moşvacinuşi salonis dogaxunenan.
With/Without breakfast: Kahvaltılı/Kahvaltısız: Ç'umaneri oç'k'omaloni/Ç'umaneri uoç'k'omaloni.
How much does it cost?: Ne kadar tutar?: Muk'onari okaçaps?
What's the charge for the room?: Odanın fiyatı nedir?: Odaşi fiyati muk'os ren?
Can I see the room?: Odayı görebilir miyim?: Odas goma3'k'omilen i/ mendama3'k'omilen i?
I want a room facing the river: Nehre bakan bir oda rica ediyorum: Ğaliş k'ele ar oda minon.
With half/full board?: Yarım/Tam pansiyon: Gverdi/Tam pansiyoni.
Where can one do some laundry here?: Burada nerede çamaşır yıkanabilir?: Ak someris dolokunu inaxven?
Where can I buy something to eat and drink around here?: Burada yiyecek ve içecek bir şeyler nereden alabilirim?: Ak oç'k'omuşi do oşvuşi mutxanepe so yemaç'open?
Banyo so ren?: Where's the bathroom?: Banyo nerede?: Banyo so ren?
Where's the breakfast room?: Kahvaltı odası nerede?: K'avaltiş oda so ren?
Where's the nearest lift?: En yakın asansör nerede?: İrişen xolosi asansori so ren?
Where are the toilets?: Tuvaletler nerede?: Çeçmepe so ren?
What time do you lock up at night?: Geceleri kapıyı ne zaman kilitliyorsunuz?: Seri nek'na mundes k'ilupt?
What's the best way to get to the town centre?: Kasaba merkezine en kolay nasıl gidilir?: Ç'it'anoğaşi/Noğaşi oşkaşa irişen k'olai muç'oşi ilen?
Do you have a seat where I can stretch my legs out?: Ayaklarımı uzatabileceğim bir yer var mı?: K'uçxe na gomantxen ar dginale ren i?
Do you think you could dial this number for me? The telephone's too high: Benim için şu numarayı çevirebilir misiniz? Telefon çok yukarıda: Çkimi şeni em nomera gologaktenan i? Telefoni dido jin ren.
Is there a disabled toilet around here?: Buralarda sakatlar için tuvalet var mı?: Amerepes sak'at'epe şeni çeçme ren i?
Can I have breakfast in my room?: Odamda kahvaltı edebilir miyim?: Oda çkimis k'avalti maxvenan i?
Where's the restaurant?: Lokanta nerede?: Lok'ant'a so ren?
When is breakfast served?: Ne zaman kahvaltı servisi yapılıyor?: Ç'umaneri gearişi servisi mundes ixvenen?
When are the meals served?: Ne zaman yemek servisi yapılıyor?: Geariş servisi mundes ixvenen?-Geari mundes niçinen (Yemek ne zaman veriliyor).
Is it suitable for wheelchair users?: Tekerlekli sandalye kullananlar için uygun mu?: Tekerleğoni sandalye na ixmarupanpes nargen i?
The lift doesn't work: Asansör çalışmıyor: Asansori va içalişeps?
The towels are dirty: Havlular pis: Peşkirepe pinti ren.
The sink/The drain/The toilet is blocked: Lavabo/Pis su borusu/Tuvalet tıkalı. Lauba/Pinti 3'k'arişi boru/Çeçme koninz'gipu.
The tap's dripping: Musluk akıtıyor: Musluğişen 3'k'ari diben.
The room hasn't been cleaned: Oda temizlenmemiş: Oda va ipağeren.
The window won't open/close: Pencere açılmıyor/kapanmıyor: Pencere va guin3'k'en/Pencere va guink'ilen.
There's no hot water: Sıcak su yok: T'u3a 3'k'ari va ren.
The toilet/washbasin is blocked up: Tuvalet/Banyo tıkandı: Tuvaleti/Banyo koninz'gipu.
Do you accept Euro cheques?: Euro çek kabul ediyor musunuz?: Euro çeki k'abuli ikipt i?
Can I leave my luggage here until Monday?: Bagajımı Pazartesiye kadar burada bırakabilir miyim?: Bagaji çkimi Tutaçxa şakis ak memaşkvinen i?
Would you order me a taxi?: Bana bir taksi çağırabilir misiniz?: Çkimda taksi dogacoxinen i?
I'm leaving tomorrow 9 o'clock: Yarın sabah saat 9'da ayrılıyorum: Ç'umen ç'umani saat'i çxoros mevulur.
May I have my bill please?: Faturamı rica edebilir miyim?: Fatura çkimi komomçit lutfen.
Thank you very much for every thing. Goodbye!: Her şey için çok teşekkürler. Hoşçakalın!: K'arta mutxani şeni teşekkuri goğodapt. Çkva k'aite!
I'd like my bill, please: Hesabımı kapatmak istiyorum: Xesapi çkimi onk'il(ap)u minon.
Has my taxi arrived yet?: Taksim geldi mi?: Taksi moxtu i?-Taksi momixtu i?
We're leaving tomorrow: Yarın sabah ayrılıyoruz: Ç'umen ç'umani mevulut.
Where do we get the keys?: Anahtarları nereden alabiliriz?: K'ilape so yemazdenan?
Do we have to clean the flat before we leave?: Ayrılmadan önce daireyi temizlememiz gerekli mi?: Oxorişen gamavit'at'ş k'ule oxori opağuşi voret i?
We've rented a flat: Biz bir daire kiraladık: Çkin ar oxori vokaçit.
What's the voltage here?: Buranın voltajı ne?: Amerişi volt'aji mu k'onari ren?
Where does the rubbish go?: Çöpler nereye dökülür?: Pinti genomskidepe/çopepe so it'k'oçen.
Could you tell us where there's a postbox?: Nerede bir posta kutusu olduğunu bize söyleyebilir misiniz?: Someris postaşi k'uti na ren gatkvenan i/giçkinan i?
Where's the fusebox/electricity meter?: Sigorta kutusu/Elektrik sayacı nerede?: Sigortaşi k'ut'i/Elektriğişi osvarale so ren?
Where can I make a phone call here?: Telefon görüşmesini nereden yapabilirim?: Telefonite so mağarğalen?
Would you reserve us a table for four for this evening, please?: Bu akşam için dört kişilik bir yer ayırabilir misiniz?: Am seri otxo k'oçi şeni yeri megaçkinenan i?
This way please: Bu taraftan buyurun: Am k'ele moxtit-Am k'elendo mok'axtit.
A reasonably cheap restaurant: Makul fiyatlı bir lokanta: Makuli fiyatoni ar lok'ant'a.
I'm afraid we’re in a bit of a hurry: Ne yazık ki biraz acelemiz var: Mu p'at ki acele miğunan.
Smoking or non-smoking?: Sigara içilen mi, içilmeyen mi?: Sigara na işven i?-Sigara na va işven i?
Where are the toilets, please?: Acaba tuvaletler nerede?: Çeçmepe/Oz'gumalepe so ren p'ia?
Enjoy your meal!: Afiyet olsun!: Megak'aras/Megak'aran!-Afiyeti gaqvas/gaqvan!
Dinner, supper!: Akşam yemeği!: Limcineri geari/oç'k'omale!
Rare/well-done: Az/İyi pişmiş: Ç'it'a/K'ai giberi.
Could you bring me some more salad please?: Bana biraz daha salata getirebilir misiniz lütfen?: Çkimda/Çkimi şeni arç'ita xolo slata mogağenan i?
How would you like your steak?: Bifteğiniz nasıl olsun?: Biftaği tkvani muç'oşi iqvas?-Bifteği muç'o ginonan (Bifteği nasıl istersiniz?)?
We need another spoon: Bir kaşığa daha ihtiyacımız var: Ar k'izi minonan/ixtiyaci miğunan.
Would you like some more dressing?: Biraz daha sos ister misiniz?: M3ika çkva xolo sosi ginonan i?
There are no seats available: Boş yer yok: Boşi sva va ren.
This table has been reserved for you: Bu masa size ayrıldı: Am masa tkvani şeni megiçkinit.
Is this seat taken?: Burada kimse oturuyor mu?: Ak miti xen i?
Do you have children's portions?: Çocuk porsiyonunuz var mı?: Bereşi/Bereburi porsioni giğunan i?
It's very nice, thank you?: Çok güzel, teşekkürler: Dido k'ai/mskva, dido teşekkuri.
I'm allergic to tomatoes: Domatese karşı alerjim var: Domatesişi alerji miğun.
The drinks list: İçecek listesi: Oşumonepeşi liste.
Do you serve breakfast?: Kahvaltı servisi yapıyor musunuz?: K'avalti şeni servisi ikipt i?
Could you pass me the salt cellar please?: Lütfen tuzluğu uzatır mısınız?: Ocumale komomçit mu iqven!-Ocumale megaçenan i lutfen?
This fish and chips ix excellent: Bu balık ve patates kızartması çok nefis: Am çxomi do dixamarkvaliş geç'vineri dido nostoneri ren.
What would you like to drink?: Ne içmek istersiniz?: Mu oşvu ginonan?
What can you recommed?: Ne tavsiye edersiniz?: Mu tavsiye moğodapt?
What would you like to eat?: Ne yemek istersiniz?: Mu oç'k'omu ginonan?-Mu geari ginonan?
Are you still serving hot meals?: Sıcak yemek servisiniz devam ediyor mu?: T'u3a gearişi servisi ikipt i xolo?
Not at the moment, thanks!: Şimdi değil, teşekkürler!: A3'i var, teşekkuri goğodap!
No thank you, I'm full: Teşekkürler, tokum: Dido teşekkuri, z'ğeri vore.
How are you enjoying your meal?: Yemek hoşunuza gitti mi?: Geari/Oç'k'omale mok'3'ondes i?
Thank you very much for the meal: Yemek için çok teşekkürler: Geari şeni dido teşekkuri gi3'umet.
Could you bring us a high chair, please?: Yüksek bir sandalye getirebilir misiniz?: Mağala ar sandalye mogağenan i?
Do you have Lazish food?: Laz yemeklerinden var mı?: Laziş gearepeşen giğunan i?
Would you like anything else?: Başka bir şey ister misiniz?: Çkva mutu giğunan i?
What would you like as a starter?: Başlangıç olarak ne arzu edersiniz?: Geç'k'apuroni şeni mu ginonan/gint'es?
Could we have some more bread please?: Biraz daha ekmek alabilir miyim?: Arç'it'a xolo kuvali yemazden i?
Would you like some of this?: Bundan ister misiniz?: Amuşen ginonan i?
Do you do half portions for children?: Çocuklar için yarım porsiyon yapar mısınız?: Berepe şeni gverdi porsiyoni dogaxvenenan i?
Could I have cucumbers instead of tomates?: Domates yerine salatalık alabilir miyim?: Domatesi vardo şuk'a yemazden i?
Waiter, could I have spme pepper: Garson, biraz karabiber rica edebilir miyim?: Garsoni, arç'it'a uçap'ep'eri mogağeni çkimda?
Bring us cold water, please: Lütfen, bize soğuk su getirin: Ar qini 3'k'ari momiğit mu iqven!-Lutfen, qini 3'k'ari momiğit.
Do you have potato chips?: Patates kızartmanız var mı?: Dixamarkvaliş ç'k'vineri giğunan i?
I'd just like a snack: Sadece hafif bir yemek istiyorum: Arxvala na va ma3'qvens ar geari oç'k'omu minon.
I'd just lile something to drink: Sadece içecek bir şeyler istiyorum: Arxvala oşumuşi ar mutxani minon.
Are you ready to order?: Sipariş vermeye hazır mısınız?: Siparişi meçamus xaziri ret i?
The fish isn't fresh: Balık taze değil: Çxomi taze va ren-Çxomi bayati ren (Balık bayat.).
We didn't order that: Biz bunu sipariş etmedik: Çkin aya va mevandvit.
The meat isn't cooked through: Bu et iyi pişmemiş: Am xor3i k'ai va igiberen.
This food is state: Bu yemek bayat: Am geari bayati ren.
Can I change my order?: Siparişimi değiştirebilir miyim?: Siparişi domaktiren i?
It was vey nice, thank you: Çok güzeldi, teşekkürler: Dido mskva t'u, teşekkuri gi3'umet.
This soup is cold/too salty: Bu çorba soğuk/çok tuzlu: Am çorba qini/dido m3'utxe ren.
The meat's tough/too fat: Et sert/çok yağlı: Xor3i k'ap'et'i ren/Xor3i dido yağoni ren.
Have you forgetten my order: Siparişimi unuttunuz mu?: Siparişi çkimi gogoç'k'ondes i?
We'd like to pay separately: Ayrı ayrı ödemek istiyoruz: Çkvaneri çkvaneri para meçamu minonan.
Separate bills, please: Lütfen hesaplar ayrı olsun: Xesabepe çkvaneri çkvanaeri momiğit mu iqven!-Lutfen, xesabepe çkvaneri çkvaneri t'as/momiğit.
I didn't have that. I had cheese cake: Ben bunu almamıştım. Ben peynirli pasta almştım: Ma aya va yep'ç'operet'i. Ma qvaloni xavla yep'ç'operet'i.
That's for you: Bu sizin için: Aya tkvani şeni ren.
Keep the change: Üstü kalsın: Genomskide (muşi) dogiskidan-Genomskide tkvan giğut'an.
I'd like to pay for this: Bunun parasını ödemek istiyorum: Amuş para/geç'areli meçamu minon.
Could I have a receipt?: Fiş alabilir miyim?: Fişi yemazden i?
All together, please?: Hepsi birlikte, lütfen: Mteli xolo artot (iqvas), lutfen.
Could I have the bill, please: Hesabı rica edebilir miyim?: Xesabi komomçit lutfen.
There seems to be a mistake on the bill: Hesapta bir yanlışlık var galiba: Xesabis xilafi ren yado guris goşamilaps.
Is service included?: Hizmet içinde mi?: Oxezmet'u uk'atun i?
I'd like to pay for your meal: Senin yemeğinin parasını da ben ödemek istiyorum: Geari skaniş parati ma meçamu minon.
Did you enjoy your meal?: Yemeğinizi beğendiniz mi?: Geari mok'3'ondes i?
The food was excellent: Yemek mükemmel: Geari dido mskva ren.
I'll pay no more than 100 liras: 100 lira'dan daha fazla ödeyemem: 100 liraşen dido va memaçen.
That’s too expansive!: Bu çok pahalı!: Aya dido paxali ren.
No, I can't give it to you at that price: Hayır, bu fiyata size onu veremem: Var, am parate tkvanda eya va memaçen.
Good. I'll take it: İyi. Alıyorum: Yep'ç'opup.
Agreed. OK: Kabul, tamam: Ho/k'abuli, tamam.
How much is it?: Ne kadar?: Muk'os ren? ((*Fiyat anlamında, kaça para, .. kaça/kaça …)-Muk'o(nari)? (Ne kadar?)
What time does the grocery store close?: Bakkal dükkanı kaçta kapanıyor?: Bak'k'ali mundes ink'ilen?
A tin of tomato sauce: Bir kutu domates salçası: Ar k'ut'i domatesiş salça.
A packet of cracers: Bir paket bisküvi: Ar paketi biskuvi.
A bag, please: Bir poşet, lütfen: Ar poşeti komomçit mu iqven!-Ar poşeti momçit, lutfen.
A tube of of toothpaste: Bir tüp diş macunu: Ar tubi k'ibiriş macuni komomçit mu iqven!-Ar tubi k’ibiriş macuni, lutfen.
Will you take a little bit more?: Biraz daha alacak mısnız?: M3ika çkva xolo yeç'opaginonan i?
No, thank you. That's all: Hayır teşekkürler hepsi bu kadar: Var, teşekkuri gi3'umet. Mteli ak'onari ren.
I take shore size 44: 44 numara giyiyorum: 44 nomera movidumer.
How much is a leather jacket?: Bir adet deri ceket ne kadar?: Ar teri t'k'ebiş ceketi muk’os ren?
Do you have a mirror?: Bir aynanız var mı?: Ar yali giğunan i?
I'd like a pair of shoes: Bir çift ayakkabı istiyorum: Ar çifti/T'k'ubi modvalu minon.
It doesn't suit me: Bu bana uymuyor: Aya ma va maqven.
It's too tight/big: Bu ayakkabı çok dar/bol: Am modvalu dido dari/boli domaqu.
This jacket ir torn, can you sew it?: Bu ceket yırtılmış, bir zahmet diker misiniz?: Am ceketi dibri3'eren, dogaç'enan i?-Am ceketi dibri3'eren, zaxmeti gaqvasunonan mara dogaç'enan i?
Could you remove this stain?: Bu lekeyi çıkarabilir misiniz?: Am lebi mega3'k'enan i?
It's a good fit. I'll take it: Bu tam oldu. Alıyorum: Aya tam domaqu. Yep'ç'opup.
I'd like to have these things cleaned/washed: Bunları temizletmek/yıkatmak istiyorum: Antepe opağapu/onaxvapu minon.
Can you send this to Hopa for me?: Bunu benim için Hopa'ya gönderebilir misiniz?: Aya çkimi şeni Xopaşa gancğonenan i?
Could I try this on?: Bunu üzerimde deneyebilir miyim?: Aya dolovikuna hele maqvas i?
I'd like to exchange this: Bunu değiştirmek istiyorum?: Aya oktiru minon.
They're tight around here: Burası sıkıyor: Ameri ok'omizdips.
It's too pale/dark: Çok soluk/koyu: Dido gamasap'areli/uça.
It fits nicely: Çok yakıştı: Dido megamskvanu.
Do you have anything cheaper?: Daha ucuz bir şeyiniz var mı?: Daha ucuzi mutu giğunan i?
I'll have to think about it: Düşünmek zorundayım: Osimaduşi/Osimadoni vore.
Where are the fitting rooms?: Elbise değiştirme odaları nerede?: Dolokunu oktiruşi odape so ren?
Could I have a receipt, please?: Fiş rica edebilir miyim?: Fişi go3'amağen i?
I want to have my shirt drycleaned: Gömleğimi kuru temizlemeye vermek istiyorum: Porça çkimi xomulopağuşa meçamu minon.
That's all, thanks: Hepsi bu kadar, teşekkürler: Mteli ak'onari ren, teşekkuri gi3'ume.
I like it. I'll take that: Hoşuma gitti, alıyorum: K'ai ma3'onu, yep'ç'opup-Mom3'ondu, yep'ç'opup (Beğendim, alıyorum.).
What size do you take?: Kaç beden giyiyorsunuz?: Muk'o xuroni muidumet?
These trousers are too long: Bu pantaloon çok uzun: Am şarvali dido ginz'e ren.
To dry the washing: Çamaşırları kurutmak: Dolokunepe oxominu.
I'm afraid we've run out of that size: Ne yazık ki o boydan kalmamış: Mixat'irit, em ginz'elaşen va doskideren.
When will it be ready?: Ne zaman hazır olacak?: Mundes xaziri iqvasunon.
I don't like that so much: Ondan çok hoşlanmıyorum: Eya dido va mom3'ons.
They're too big/small: Onlar çok büyük/küçük: Entepe dido ginz'e renan/Entepe dido ç'it'a renan.
Could you wrap it up as a present, please?: Onu hediye paketi yapabilir misiniz?: Eya hediye paketi gaxvenen i?
I'd like my money back: Paramı geri istiyorum: Para çkimi geri minon.
I think you've given me the wrong change: Sanırım bana yanlış para üstü verdiniz: Genomskside para heralda xilafi/yanlişi momçit-Genomskide para xilafi momçit yado guris goşamilaps (Para üstünü yanlış verdiğinizi tahmin ediyorum).
It is not quite what I wanted: Tam olarak benim istediğim değil: Eşo tam ma na minon steri va ren.
Do you have a (carrier) bag?: Poşetiniz var mı?: Poşeti giğunan i?
This shirt is non-iron: Bu gömlek ütüleme gerektirmez: Am porças uti geçamu va unon.
My shirt needs ironing: Gömleğimin ütülenmesi gerek: Porça çkimis uti geçamu va unon-Porça çkimis uti geçamuşi ren.
Isn't my shirt washed yet?: Gömleğim henüz yıkanmadı mı?: (A3'i şakis) porça çkimi va inaxvu i?
I'd like to buy a carpet: Bir halı almak istiyorum: Ar xali yeç'opinu minon.
I'd like something that's not too expensive: Çok pahalı olmayan bir şey istiyorum: Dido paxali na va ren ar mutxani yeç'opinu minon.
If you are looking for something cheaper I can show you these: Eğer daha ucuz bir şey May I see your domestic articles?: Ev eşyalarınızı görebilir miyim?: Oxorişi eşyape tkvanis goma3'k'omilen i/mendama3'k'omilen i?
Can you make a reduction?: İndirim yapar mısınız?: Fiyati muşi m3ika gelaganç'en i? (*M3ika kogelamiçkvi: Bana biraz indirin yap.)
How much do you want to spend?: Ne kadar para harcamak istiyorsunuz?: Muk'o(nari) para oxarcu ginonan?
What kind of carpets do you have?: Ne tür halılarınız var?: Muperi xalepe giğunan?
Thanks, but I didn't find anything I liked: Teşekkürler, fakat istediğim gibi bir şey bulamadım: Teşekkuri gi3'umet, mara na minon steri ar mutxani va maz'iru.
I want to buy something typical of this area: Yöresel bir şey almak istiyorum: Lok'aluri/Gomorgvaluri ar mutxani yeç'opinu minon.
Do you have any identification?: Herhangi bir kimliğiniz var mı?: Jin skani namutxani dudişk'arti giğunan i?
Could you give me some small change as well, please?: Lütfen biraz da bozuk para verebilir misiniz?: Ar m3ika ok'oxveri para komomçit mu iqven!-Lutfen, çkimda arm3ika ok'oxveri para çkimda megaçenan ?
Sign here, please: Lütfen burayı imzalayın: Lutfen ak imza kogeçit.
How would you like it?: Nasıl istersiniz?: Muç'oşi ginonan?
Where can I exchange some money?: Nerede biraz para bozdurabilirim?: Eşo arç'it'a para so ok'omaxven?
May I see your passport?: Pasaportunuzu görebilir miyim?: Pasaporti tkvanis goma3'k'omilen i?
How much is a letter to Hopa?: Hopa'ya bir mektup ne kadar?: Xopaşa ar mektubi oncğonu muk'os ren?
Is there any mail for me?: Bana mektup var mı?: Mektubi momixtu i?
I'd like to send a parcel: Bir koli göndermek istiyorum: Ar k'oli oncğonu minon.
I'd like to send this packet to Hopa please: Bu paketi Hopa'ya yollamak istiyorum: Am paketi Xopaşa oncğonu minon.
I'd like to send this letter by airmail: Bu mektubu havayoluyla gödermek istiyorum: Am mektubi putxaş postate oncğonu minon?
How much is a postcard to Hopa?: Hopa’ya bir kartpostal göndermek ne kadar?: Xopaşa ar k'artpostali oncğonu muk'os ren?
Can you tell me where the nearest internet cafe, please?: En internet kafenin nerede olduğunu söyleyebilir misiniz?: Eni/İrişen xolosi internetiş k'afe so na ren dogatkvenan i?
Where is the nearest letterbox/post office?: En yakın posta kutusu/postahane nerede?: İrişen xolosi postaş k'uti so ren-İrişen xolosi postaxane so ren?
Can you send a fax for me?: Benim için bir faks gönderebilir misiniz?: Çkimi şeni faksi mendagancğonenan i?
Could I have a telegram form, please?: Bir telgraf fromu rica edebilir miyim?: Çkimda ar telgrafiş formi megaçenan i?
Can I send a telegram from here?: Buradan bir telgraf gönderebilir miyim?: Akşen telgrafi mendamancğonen i?
May I check my e-mail here please?: Burada e-mail'imi control edebilir miyim?: Ak emaili çkimi k'ontroli domaxvenen i?
Please go to booth number 5: 5 numaralı kulübeye gidin: 5 nomeroni k'olibaşa idit.
Excuse me, could you give me some change to make a phone call?: Afedersiniz, telefon edebilmem için bana biraz bozukluk verebilir misiniz?: Mixat'irit, telefoni gon3'k'u şeni ar m3ika ok'oxveri para çkimda megaçenan i?
Hello, who's speaking?: Alo, kiminle görüşüyorum?: Alo, mik'ala bğarğalap?
Can I speak to Mr. Nugzar please?: Bay Nugzar’la görüşebilir miyim acaba?: Muxteremi/K'oçumçane Nugzari k'ala domağarğalen i?
Mrs Zugha isn't in today: Bayan Zuğa bugün burada değil: Zuğa xanumi andğa ak va ren.
Ar telefoniş k'arti minon: I'd like a phonecard: Bir telefon kartı istiyorum: Ar telefoniş k'arti minon.
Where's the nearest phone box?: En yakın telefon kulübesi nerede?: İrişen xolosi telefoniş k'oliba so ren.
The line is engaged/out of order: Hat meşgul/bozuk: Xatti meşguli ren/Xatti ok'oxveri ren.
I'd like to make a call to Hopa: Hopa ile görüşme yapmak istiyorum: Xopa k'ala oğarğalu minon.
Could I speak to Ali: Ali ile konuşabilir miyim?: Ali k'ala domağarğalen i?
He is on the other line: Kendisi diğer hatta: Muk majura xattis ren.
Would you like to leave a message?: Mesaj bırakmak ister misiniz?: Mesaji naşkvinu ginonan i?
Could I leave a message for Mr Zugdidi?: Bay Zugdidi için mesaj bırakabilir miyim?: Muxteremi Zugdidi şeni meşaji memaşkven i?
I'm sorry, he's/she's not here: Ne yazık ki burada değil: Mixat'irit, ak va ren.
I'd like to make a reverse charge call: Ödemeli telefon görüşmesi yapmak istiyorum: Meçamoni telefoniş oğarğalu minon.
I'll put you through: Sizi bağlıyorum: Tkvan megok'irapt.
To phone, to ring someone up, to call: Birisine telefon etmek, birisini telefonla aramak: Ar mitxanis telefoni oğodu, ar mitxani telefonite ogoru.
Where can I get a phonecard?: Telefon kartı nereden bulabilirim?: Telefoniş k'arti so maz'iren?
What's tke local code for Hopa?: Hopa'nın yerel telefon kodu nedir?: Xopaşi lok'aluri/gomorgvaluri telefoniş k'odi mu ren?
How much is a 3-minute call to Hopa?: Hopa'yla 3 dakika telefonda görüşmek ne kadar tutar?: Xopaşa sum deik'e telefonite oğarğalu muk'o(nari) para okoçaps?-Xopaşa sum deik'e telefonite oğarğalu muk'os ren?
Your name and address, please: Lütfen adınızı ve adresinizi söyleyin: Lutfen, coxo do adresi tkvani domi3'vit.
Car/bike: Araba/bisiklet: Mankana-Bisikleti.
My car has been broken into: Arabama hırsız girmiş: Mankaba çkimis maxire/mxirace amaxteren.
My mobile phone has been stolen from my car: Arabamdan cep telefonum çalınmış: Mankana çkimis mobili/cep telefoni çkimi komemixirerenan (Arabamda cep telefonumu çalmışlar).
I'd like to speak to my solicitor: Avukatımla konuşmak istiyorum: Avuk'at'i çkimi k'ala oğarğalu minon.
I'm innocent: Ben masumum: Masumi vore-K'abaeti va miğun.
I'd like to report an incident: Bir olay bildirmek istiyorum: Ar mutxanişi ambari meçamu minon.
My diamond ring has been stolen: Elmas yüzüğüm çalındı: Elmasi ma3'k'indi domixires.
That's the man: Bu adam, evet: Ho, am k'oçi.
This man is pestering me: Bu adam beni rahatsız ediyor: Am k'oçik, raxat'i va oxomişkumes.
Would you fill in this from, please?: Bu formu doldurur musunuz lütfen?: Lutfen, am formi yopsit.
Does anyone here speak Lazish?: Burada Lazca konuşan biri var mı?: Ak Lazuri na ğarğalaps mitxani ren i?
I've lost my briefcase: Evrak çantamı kaybettim: Evrağişi çanta kogomindunu.
Can I see some identification please?: Kimliğinizi görebilir miyim lütfen?: Dudiş k'arti tkvanis goma3'k'omilen i?
Can you help me, please!: Lütfen bana yardım eder misiniz!: Ar komemişvelit (da) mu iqven!-Ma memişvelt (lutfen)! (*Ma memişvelt i?: Bana yardım eder misiniz? (Soru şekli)
Please get in touch with the Margalona consulate: Lütfen Margalona konsolosluğu ile temasa geçiniz: Lutfen, Margalonaşi k'onsolosoba k'ala irtibati doqvit-Margalonaşi k'onsolosoba k'ala irtibati giğut'an (Margalona konsolosluğu ile irtibatınız olsun).
Where is the Margalona consulate: Margalona konsolosluğu nerededir: Margalonaş k'onsolosale/ok'onsole so ren.
When/Where did it happen?: Ne zaman/Nerede oldu?: Mundes/So iqu?
My son/daughter is missing: Oğlum/Kızım kayıp: Bere çkimi/K'ulani çkimi kogomindunu-K'ulani gondineri miqonun.
Dogbaxes: You have been beaten up: Seni dövdüler: Si dogbaxes.
What's your address over here?: Buradaki adresiniz nedir?: Amerişi adresi mu giğunan?
Please let me know if it's handed in?: Acaba teslim edildi mi?: Teslimi komeçes i p'ia?
I left my handbag on the train: El çantamı trende unuttum: Xeşi çanta trenis gomoç'k'ondu.
Here's the address of my hotel address: İşte otelimin adresi: Aha, oteli çkimişi adresi.
Where's the lost-property office, please?: Kayıp eşya bürosu nerede?: Gondineri eşyapeşi buro so ren?
I've lost my passport?: Pasaportumu kaybettim: Pasaporti kogomindunu.
I have come to attend a conference here: Bir konferansa katılmak için buraya geldim: Am k'onferansis ok'atu şeni ak mopti.
I want to confirm something: Bir şeyi teyit etmek istiyorum: Ar mutxani oteyidu/teyidi oxvenu minon.
Which conference room shall we use?: Hangi konferans odasını kullanacağız?: Nam k'onferansiş oda vixmaraminonan?
You can verifity that through the internet: İnternetten teyit edebilirsiniz: İnternetişen teyidi dogaxvenenan.
When will the exhibition open?: Sergi ne zaman açılacak?: Gontxale mundes guin3'k'asunon?
Can we meet again tomorrow at the same time?: Yarın aynı saatte tekrar görüşebilir miyiz?: Ç'umen artneri oras xolo kok'optat i?
Will you work on Saturdays?: Cumartesi günleri çalışır mısınız?: Sabat'onişi dğa(le)pes içalişept i?-Sabat'onis içalişept i?
Have you got a work permit?: Çalışma müsadeniz var mı?: Oçalişu şeni/Oçalişuşi izni giğunan i?
I can't speak Margalish very well: Çok iyi Margalca konuşamam: Margaluri dido k'ai va mağarğalen.
I don't mind working for the night shift: Gece vardiyasında çalışamayabilirim: Seriş vardiyas bekim va maçalişen.
Do you need a part-timer?: Part time çalışabilecek birine ihtiyacınız var mı?: Part time na içalişasunon ar mitxani gorupt i?
How much do you pay an hour?: Saat başına ne kadar ücret ödüyorsunuz?: Ar saat'işeni muk'o(nari) para meçapt?
What exactly can you do?: Tam olarak ne yapabilirsiniz?: (Mtinişi) mu gaxvenenan?
Have you got a letter of recommendation?: Tavsiye mektubunuz var mı?: Tavsiyeş mektubi giğunan i?
I have been working for the same company for three years: Üç yıldır aynı şirkette çalşıyorum: Sum 3'anaşen doni artneri şirketis viçalişep.
Do you have any foreign workers?: Yabancı işçileriniz var mı?: Yabanci madulyepe giqonunan i?
I will retire in three years: Üç yıl sonra emekli olacağım: Sum 3'anaş k'ule tek'audi viqvaminon.
This job must be finished in two hours: Bu işin iki saat içinde bitirilmesi gerekiyor: Am dulya sum saat’i doloxe oçodinu unon.
I want to do overtime today: Bugün fazla mesai yapmak istiyorum: Andğa ekstra mesai oxvenu minon.
Can you show mw how to do this?: Bunun nasıl yapıldığını gösterebilir misiniz?: Aya muç'oşi na ixvenen ga3'irenan i?
I don't feel wel, I must go home: Kendimi iyi hissetmiyorum, eve gitmeliyim: K'ai va vore, oxorişa oxtimuşi vore.
Stop the engine: Makine durdurun: Makina kododginit.
How long have you been working here?: Ne kadar zamandır burada çalışıyorsunuz?: Ak muk'o oraşen doni içalişept?
How long is the lunch break?: Öğle tatili ne kadar surer?: Ondğeneri moşvacinu muk'o ora giğunan/miğunan?
I'm sorry, I'm late: Özür dilerim, geciktim: Mixat'irit, doviyani.
No smoking: Sigara içilmez/Sigara içmek yasaktır: Sigara va işven/Sigara oşumu yasaxi ren.

 
© 2011 kolkhoba.org