ANASAYFA

"LEBLEBİCİ HORHOR" OPERETİ

Operetler, bize özgü, geleneksel tiyatro kaynaklarını kullanan şarkılı-danslı müzikallerdir. Operet, 19. yüzyılın ikinci yarısı ve 20. yüzyılın ilk yarısında, Osmanlı ülkesinde tanındı ve sevildi. Osmanlı opereti, bir yasak sebebi ile doğdu. İstanbul dahilinde yazılı Türkçe tiyatro oyunu oynama tekeli on yıl süre ile Güllü Agop Efendi’ye verildiği için, diğer tiyatrolara yaşamak için iki yol kalmıştı: Turneye çıkmak veya yazılı olmayan tuluatı oynamak. Osmanlı ülkesinin ilk operetini besteleyen müzisyen Dikran Çuhacıyan Efendi bu yasağı aklı ile aştı. 1814’de İstanbul'da bir operet kurarak temsiller vermeye başladı. Metni, Takvor Nalyan tarafından yazılan “Leblebici Horhor” adlı ilk ve en ünlü operet, 1876 yılının Ocak ayında sahnelendi.

Üç perdelik “Leblebici Horhor”, İstanbul’da yaşanmış gerçek bir aşk hikayesini anlatır. Konusu kısaca şöyle: Mirasyedi Hurşid Bey, Şile’deki bir gezintisi sırasında Fadime’yi görür. Birbirlerini ilk bakışta severler ve aşık olurlar. İki genç, Kağıthane’de gizlice buluşur. Birbirleri ile evlenmek isterler. Bu aşkı öğrenen, Fadime’nin babası Leblebici Horhor Efendi bu evliliğe karşı çıkar. Bu sebep ile Hürşit Bey Fadime'yı Şile'ye kaçırır. Konağında saklar. Kızını Hurşit Bey’in elinden almak için kadın kılığına giren Leblebici Horhor Efendi yakalanır. Hem Hurşit Bey’in adamlarından dayak yer hem de küçük düşer. Leblebici Horhor Ağa’nın İstanbul’un bütün leblebicilerini toplar ve kızı Fadimeyi Hurşit Bey’in elinden almayı bir kez daha dener. Bir yanda Hurşit Bey’in adamları, bir yanda Leblebici Horhor Efendi’nin leblebicileri ve öte yanda da yeniçeriler. Birbirlerine girerler. Bostancıbaşı, herkesi yatıştırır. Tarafları dinler. Sonunda, Leblebici Horhor Efendi bu evliliğe razı olur.

“Leblebici Horhor Ağa”, ilk kez 1875’te “Osmanlı Operası” tarafından oynandı. Büyük başarı kazandı. Operet, daha sonra çeşitli topluluklar tarafından ve değişik yerlerde oynandı. Muhsin Ertuğrul yönetiminde iki defa “Leblebici Horhor” (1923) ve ”Leblebici Horhor Ağa” (1934) adlarıyla filmi çekildi. 1952‘de Erivan Devlet Operet Tiyatrosunda “Gayane” adıyla da sahnelen “Leblebici Horhor” opereti, Balkan ülkeleri ve diğer birçok ülkede temsil edilmiştir. Bengliyan’ın 66 kişilik topluluğu ve Yunan Operet Topluluğu tarafından Yunanistan, Mısır ve Romanya’da defalarca sahnelenmiştir. “Leblebici Horhor”, Almanya (1912) ve Fransa’da da (1938) sahnelenmiştir. Ermenice, Yunanca, Fransızca, Almanca, Rusçaya çevrilmiştir. Dikran Çuhacıyan, Padişah 2. Abdülhamid için “Hamidiye Marşı”nı besteledi; Malûmat’ta yayımladı. 1836 ve 1840 yılları arasındaki bir tarihte İstanbul’da doğan Dikran Çuhacıyan, kansere yenilerek 25 Şubat 1898’de İzmir’de öldü. İzmir Ermeni Mezarlığına gömüldü.



                                                                                                                                                              LAZURİ